turkce sozluk - page 155

nesneyi sarsarak çalkalamak:
Açmadan
önce ayran kutusunu iyice çalkala.
2.
‹çinden suyu çarparak geçirmek yoluyla
bir fleyi temizlemek:
fiu bardaklar› çal-
kalar m›s›n?
3.
Tah›l› elekten geçirmek.
4.
(kalças›n› ya da göbe¤ini) Sallamak,
oynatmak.
çalkalanmak
(nsz.)
1.
Çalkalamak eylemi-
ne konu olmak.
2.
(deniz) Dalgalanmak.
3.
mec.
(haber, söylenti) Herkesin a¤-
z›nda dolaflmak.
çalkant›
a.
1.
(deniz) Dalgalanma.
2.
Çal-
kalanm›fl fley.
3.
mec.
Coflku.
4.
mec.
Kargafla ve bunal›m›n neden oldu¤u dü-
zensiz, kar›fl›k durum:
Baflbakan›n söz-
leri ekonomide büyük bir çalkant›ya yol
açt›.
çalkar
a.
Tah›l tanesini yabanc› nesneler-
den ay›rmaya ya da tohumluk tah›l› ay›r-
maya yarayan döner kalburlu araç.
çalmak
(-i, -e)
1.
Baflkas›n›n mal›n› gizlice
almak, afl›rmak, h›rs›zl›k etmek:
Araba-
m›z›n teybini çalm›fllar.
2.
(kap›ya) Vu-
rarak ses ç›karmak:
Kap›y› heyecanla
çald›.
3.
Atmak çarpmak:
Elindeki çan-
tay› öfkeyle yere çald›.
4.
Bir çalg›yla bir
müzik eserini seslendirmek:
Bize Mo-
zart’›n bir eserini çalar m›s›n›z?
5.
(rad-
yo, televizyon, teyp vb. ayg›tlar için)
Müzik yay›n› yapmak:
Radyoyu niçin
kapatt›n? Münir Nurettin Selçuk’un
eserlerini çal›yordu.
6.
(nsz.) Ses ç›kar-
mak:
Banyo yaparken ›sl›k çal›yordu.
7.
Yo¤urt yapmak için sütü mayalamak.
8.
Üzerine sürmek:
Ekme¤e tereya¤› çal›p
yedim.
9.
Benzemek and›rmak:
Yeflile
çalan mavi renkte gözleri vard›.
10.
(sü-
pürge için) Üstünkörü sürmek:
Salona
bir süpürge çalsan iyi olur.
11.
mec.
(zaman için) Bofla harcamak:
Zaman›n›-
z› çald›m, özür dilerim.
çal›p ç›rpmak
her f›rsatta haks›z kazanç elde etmek.
çam
a. bitb.
Çamgillerden, bu familyan›n
örnek bitkisi olan, yurdumuzda da bir-
çok türü yetiflen, i¤ne yaprakl› ve reçi-
neli bir orman a¤ac›.
çamafl›r
a. Far.
1.
Atlet, fanila, külot gibi iç
giysilerin ortak ad›.
2.
Y›kanmas› gere-
keli, kirli giyim eflyalar›, havlu, perde,
örtü vb.
3.
Bu eflyalar› y›kama:
Bugün
çamafl›r günü, ne kadar kirliniz varsa
verin.
çamafl›r de¤ifltirmek
iç giysileri-
ni ç›kar›p temizlerini giymek.
çamafl›rc›
a.
Para karfl›l›¤›nda baflkalar›n›n
çamafl›rlar›n› y›kayan kimse.
çamafl›rhane
a.
(çamafl›rha’ne) Çamafl›r-
l›k.
çamafl›rl›k, -¤›
a.
1.
Çamafl›r y›kamak için
kullan›lan yer, çamafl›rhane.
2.
ön a.
Ça-
mafl›r yap›m›na uygun.
çamafl›r suyu
a.
Beyaz çamafl›rlar› a¤art-
mak için kullan›lan kimyasal birleflimli
su.
çamça
a. hayb.
Sazangillerden, pullar›ndan
yalanc› inci yap›lan iri pullu bir ›rmak
bal›¤›.
çam f›st›¤›
a. bitb.
F›st›k çam›n›n kozala-
¤›ndan ç›kar›lan olgunlaflm›fl, ya¤l› ve
niflastal› tohumu.
çamgiller
ç. a. bitb.
Kozalakl›lardan; uzun
ve i¤ne biçimindeki yapraklar›n› ço¤un-
lukla k›fl›n da dökmeyen; tohumlar› ç›p-
lak olarak kozalak pullar› üzerinde bulu-
nan; çam, ladin, köknar gibi bitki türle-
rini kapsayan reçineli a¤açlar familyas›.
çaml›k, -¤›
a.
1.
Çam korusu.
2.
ön a.
Çam
a¤açlar› çok olan (yer).
çam sak›z›
a.
Çam a¤ac›ndan ç›kar›lan re-
çine.
çamur
a.
1.
Su ile kar›fl›p içine bat›l›r duru-
ma gelmifl toprak:
Ya¤mur ya¤›nca her
yer çamur oluyor.
2.
ön a.
Yersiz, flaka-
lar yapan, çevresini söz ve davran›flla-
r›yla tedirgin eden, sataflkan.
çamurlaflmak
(nsz.)
1.
Çamur durumuna
gelmek:
Kar eriyince yollar çamurlaflt›.
2.
mec.
Sataflkan bir duruma gelmek.
çamurluk, -¤u
a.
1.
Çamurlu olan yer.
2.
Paçalar›n çamurlanmamas› için giyilen
tozluk.
3.
Tafl›tlarda tekerleklerin üst
çalkalanmak
çamurluk
155
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 155
1...,145,146,147,148,149,150,151,152,153,154 156,157,158,159,160,161,162,163,164,165,...688
Powered by FlippingBook