turkce sozluk - page 304

hayal, -li
a. (haya:l)
1.
Düfl, imge, hülya.
2.
ruhb.
‹mge, imaj.
hayalci
a.
1.
Bir fleyi gerçekleflmifl gibi ka-
bul edip zihninde tasarlayan kifli, hayal-
perest.
2.
ön a.
Sürekli hayal kuran,
hep hayal peflinde koflan, hayalperest.
hayalet
a. (haya:let) Ar.
1.
Gerçekte var ol-
mad›¤› hâlde görüldü¤ü san›lan görün-
tü.
2.
mec.
Çok zay›f ve solgun kifli.
hayal gücü
a.
Düfl gücü.
hayalî
ön a. (haya:li:) Ar.
Hayal niteli¤inde
olan, imgesel.
hayal k›r›kl›¤›
a.
Düfl k›r›kl›¤›.
hayal meyal
ön a.
ve
be.
Belli belirsiz (bi-
çimde):
Olanlar› hayal meyal an›ms›yo-
rum.
hayalperest
a.
ve
ön a. Ar.+Far.
Hayalci.
hayat
a. Ar.
Yaflam.
hayat adam›
a.
Zamana kolayca uyan, her
türlü güçlü¤ü yenmesini bilen kifli.
hayat arkadafl›
a.
Kar› kocadan her biri, efl.
hayati
ön a.
Yaflamsal.
hayat pahal›l›¤›
a.
Geçim maddelerinin
pahal› olmas›.
hayat sigortas›
a.
Bir kimsenin, toptan ya
da ayl›k olarak yafll›l›k döneminde ken-
disine, öldü¤ünde ise efline, çocuklar›-
na ya da hak sahibine bir ana paran›n
ya da bir gelirin ödenmesi kofluluyla
yapt›¤› sigorta sözleflmesi.
hayda
ünl. (ha’yda)
1.
Hayvanlar› harekete
geçirmek için söylenen söz.
2.
fiaflk›n-
l›k belirtir:
Hayda, bu da nereden ç›kt›!
haydi
ünl. (ha’ydi)
1.
Cesaretlendirme, is-
teklendirme belirtir:
Haydi, biraz daha
gayret!
2.
Onama bildirir:
Haydi, sen de
gel bakal›m!
3.
Olas›l›k belirtir:
En fazla
iki saat sürer, haydi iki buçuk saat...
4.
Alay, hafifseme belirtir:
Haydi can›m
sen de!
5.
Hoflgörü, anlay›fl belirtir:
Haydi gelmedi, ama bir telefon etseydi.
haydi haydi
be.
1.
Kolay kolay:
O yapt›¤›na
göre sen haydi haydi yapars›n.
2.
Olsa
olsa, en çok:
Haydi haydi bir milyon li-
ra eder.
haydut, -du
a. ar.
1.
Silahl› soygun yapan
kifli, eflk›ya.
2.
tkz.
Yaramaz, sevimli ço-
cuk.
haydut gibi 1)
‹nsana korku veren;
iri yar›, kaba, sert görünüfllü kifli;
2)
ya-
ramaz, sevimli çocuk.
hayhay
be. (ha’yhay)
“Olur, peki, seve se-
ve, elbette” anlamlar›nda kullan›l›r.
hay›flanmak
(-e)
Üzülmek, ac›nmak, ye-
rinmek.
hay›r, -yr› (I)
a. Ar.
1.
‹yilik.
2.
ön a.
‹yi, ha-
y›rl›, yararl›.
hay›rd›r inflallah! 1)
anla-
t›lan bir düflü iyiye yormak için kullan›-
l›r;
2)
flaflma ve merak uyand›ran olay-
lar karfl›s›nda söylenir.
hayr›n› gör 1)
yeni al›nan bir mal için “‹yi günlerde
kullan.” anlam›nda söylenir;
2)
sitem
yollu kullan›l›r.
hay›r (II)
be. (ha’y›r) Ar.
1.
“Yok, olmaz,
öyle de¤il” anlam›nda onamama sözcü-
¤ü: –
Geliyor musun? –Hay›r.
2.
Olum-
suz tümcelerdeki olumsuz anlam› pe-
kifltirir:
Hay›r, ben gitmeyece¤im.
hay›rl›
ön a.
1.
Yarar›, iyili¤i, hayr› olan:
Hay›rl› bir ifl için geldik.
2.
‹yi, güzel,
u¤urlu:
Hay›rl› ifller!
hay›rl› (hay›rl›s›)
olsun
“‹yi olsun.” anlam›nda kullan›l›r.
hay›rsever
ön a. Ar.+T.
Yard›msever, iyilik-
sever.
hayk›r›fl
a.
1.
Hayk›rmak eylemi ya da bi-
çimi.
2.
Hayk›r›rken ç›kan ses.
hayk›rmak
(nsz.)
1.
Telafl, öfke, korku vb.
nedenlerle yüksek sesle ba¤›rmak.
2.
Seslenmek, ça¤›rmak.
haylaz
ön a.
Hofla gitmeyen davran›fllarda
bulunan (kifli).
hayli
ön a. (ha’yli)
1.
Oldukça çok, epey.
2.
be.
Oldukça:
Bugün hayli çal›flt›m.
hayran
ön a. (hara:n) Ar.
1.
Çok be¤enen,
hayranl›k duyan.
2.
a.
Birini, bir fleyi
çok be¤enen, ona hayranl›k duyan kifli.
hayran olmak
çok be¤enmek, hayranl›k
duymak.
hayranl›k, -¤›
a.
1.
Birinin bir kifli ya da bir
fley karfl›s›ndaki be¤enme duygusu ve
hayran olma durumu.
hayal
hayranl›k
304
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 304
1...,294,295,296,297,298,299,300,301,302,303 305,306,307,308,309,310,311,312,313,314,...688
Powered by FlippingBook