sun?
6
.
mec
.
hlk
. Baflarmak, üstesin-
den gelmek:
Sen bu ifli de k›v›r›rs›n.
k›vrak
ön a.
1.
Canl›, hareketli, atik.
2.
Ça-
buk kavrayan, ifllek:
K›vrak bir zekâya
sahipti.
k›vranmak
(nsz.)
1.
fiiddetli bir a¤r›, ac› ya
da korku, heyecan gibi nedenlerle dur-
du¤u yerde e¤ilip bükülmek:
Difl a¤r›-
s›ndan saatlerce k›vrand›.
2.
mec
. Ac›
çekmek, üzülmek:
Çaresizlikten k›vran›-
yor, bir fley yapam›yordu
.
3.
mec.
Bir
fleye çok gereksinim duymak:
Yemek
diye k›vran›yordu
.
k›vr›lmak
(
nsz.)
1.
E¤ilip bükülmek:
Kitab›-
n›n sayfalar› k›vr›lm›fl
.
2.
Az bir yer kap-
layacak biçimde büzülerek yatmak:
Kol-
tu¤a k›vr›l›p biraz uyudu
.
3
. Belli bir yö-
ne sapmak:
Yol, biraz ileride sola k›vr›-
l›yordu
.
k›vr›m
a.
Bir fleyin k›vr›lma yeri, büklüm.
k›yafet
a. (k›ya:fet
) Ar. Giysi, k›l›k.
k›yafet balosu
a
. Kat›lanlar›n özel ve ilginç
giysiler giydikleri balo.
k›yak
ön a. hlk
. Benzerlerinden üstün olan,
çok güzel, mükemmel:
K›yak bir yemek
yedik
.
k›yamet
a
. (
k›ya:met) Ar
. Dinî inançlara
göre dünyan›n sonu ve bütün ölülerin
dirilerek mahflerde toplanaca¤› zaman.
k›yas
a
.
(k›ya:s) Ar.
1.
Karfl›laflt›rma, oran-
lama:
Bu hafta, geçen hafta
ya
k›yasla
daha s›cak geçecek
.
2.
Bir tutma, denk
sayma:
Beni onunla k›yas etmeyin.
k›yas›ya
be
. (
k›ya’s›ya)
Ac›madan, can›na
k›yarcas›na
: Adam› k›yas›ya dövdüler.
k›yaslamak
(-i, -le)
Karfl›laflt›rmak, muka-
yese etmek.
k›y›
a
.
1.
Kara ile suyun birleflti¤i yer.
2.
Kenar, uç:
uçurumun k›y›s›
.
3.
Karan›n
deniz, göl, akarsu boyunca uzanan bö-
lümü; sahil.
k›y›c›
a.
1.
K›ymak eylemini yapan kifli
. 2.
ön a.
Ac›ma duygusu olmayan, baflka-
lar›na k›yas›ya kötülük eden, gaddar,
zalim.
k›y›m
a
.
1.
K›ymak eylemi.
2.
K›y›lma biçi-
mi.
3.
Görev yönünden kötü bir duru-
ma sokma, haks›zl›¤a u¤ratma.
k›yma
a
.
1.
K›ymak eylemi.
2.
Etin k›yma
makinesinden geçirilmesiyle haz›rla-
nan, parça özelli¤ini kaybetmifl et.
k›ymak
(-i)
1.
Çok ince ve küçük parçalar
biçiminde do¤ramak:
eti k›ymak.
2.
(-e)
mec
. Ac›madan gözden ç›karmak, feda
etmek, esirgememek:
Paraya k›y›p d›-
flar›da güzel bir yemek yedik
.
3.
(-e)
mec
. Ac›mas›zca öldürmek, büyük bir
zarar vermek:
Zavall› çocu¤a k›ym›fllar
.
k›ymet
a
.
Ar.
De¤er.
k›ymetlenmek
(nsz
.) De¤erlenmek.
k›ym›k, -¤›
a
. Çok küçük ve sivri tahta ya
da kemik parças›.
k›z
a
.
1.
Difli çocuk.
2.
Bakire.
3.
Oyun kâ-
¤›tlar›nda üzerinde k›z resmi bulunan
kart.
k›zak, -¤›
a.
1.
Kar ya da buz üstünde kay-
maya yarayan tekerleksiz tafl›t.
2.
Deniz
tafl›tlar›n› suya indirmeyi ya da sudan
çekmeyi sa¤layan düzenek.
k›zam›k, -¤›
a
.
t›p
Bir virüsten kaynaklanan
ve ço¤unlukla çocuklarda görülen, deri-
de k›z›l lekeler biçiminde döküntüler
oluflturan, atefl yapan, bulafl›c› bir has-
tal›k.
k›zam›kç›k, -¤›
a. t›p
K›zam›¤a benzeyen,
ancak daha hafif olan döküntülü bir
hastal›k.
k›zarmak
(
nsz.)
1.
K›rm›z› ya da ona yak›n
bir renk almak.
2.
Utanma, suçluluk vb.
nedenlerle yüzü k›rm›z› bir renk almak.
3.
(yiyecek için) K›zg›n ya¤da k›rm›z›
bir renk al›ncaya kadar piflmek.
k›zar›p
bozarmak
utanma, öfkelenme gibi ne-
denlerle yüzü renkten renge girmek.
k›zartma
a.
1.
K›zartmak eylemi.
2.
K›zar-
t›larak haz›rlanm›fl yemek:
patates k›-
zartmas›.
k›zartmak
(-i
)
1.
K›zarmas›n› sa¤lamak.
2.
K›zg›n ya¤da piflirmek.
k›z böce¤i
a. hayb
. Eklem bacakl›lar›n k›z
k›vrak
k›z böce¤i
385
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 385