haber: 1. sal›k 2. bilgi
haberci: ulak
haberleflme: 1. iletiflim 2. yaz›flma
habis: kötücül
hacet: gereklilik
hacim: oylum
had: 1. s›n›r 2. derece
haddizat›nda: asl›nda
hademe: odac›
hadise: olay
haf›za: bellek
haf›za kayb›: bellek yitimi
hafif: 1. ye¤ni 2. kolay
hafiye: dedektif
hafriyat: kaz›
hainlik: ihanet
Hak: Tanr›
hakan: ka¤an
hakça: adilane
hakem: yarg›c›
hakem heyeti: jüri
hakeza: böyle
hakikat: 1. gerçek 2. gerçeklik
hakikat olmak: gerçekleflmek
hakikaten: gerçekten
hakiki: gerçek
hakim: bilge
hâkim: 1. yarg›ç 2. egemen 3. bask›n
hâkimiyet: egemenlik
hal: çözülme
hâl: 1. durum 2. güç 3. davran›fl
hâlâ: henüz
halay›k: cariye
hâlbuki: oysa
hale: ayla
halef: ard›l
hâl eki: durum eki
halel gelmek: bozulmak
hâlen: henüz
hâletiruhiye: ruhsal durum
halifelik: hilafet
hâlihaz›rda: 1. bugünlerde 2. flimdi
halis: ar›
halk bilimi: folklor
halk oylamas›: referandum
halk ozan›: âfl›k
halletmek: çözmek
hallolmak: çözümlenmek
hamam: ›s›dam
hamaset: yi¤itlik
hami: koruyucu
hamile: gebe
hamle: 1. at›l›m 2. atak
hamle yapmak: at›lmak, sald›rmak
hançere: g›rtlak
handikap: engel
hane: 1. ev 2. basamak
hanende: flark›c›
han›m: 1. bayan 2. zevce
hapishane: cezaevi
hapfl›r›k: aks›r›k
hapfl›rmak: aks›rmak
harabe: 1. y›k› 2. kal›nt›
harabelik: ören
harami: haydut
harap: y›kk›n
hararet: 1. s›cakl›k 2. susuzluk
harbiye: harp okulu
harcama: sarf
harcamak: sarf etmek
harc›âlem: basmakal›p
harc›rah: yolluk
40
H