sığınmak
to take shelter in, to
take refuge
sığır
ox, bull / cattle
sığır eti
beef
sığmak
to fit into, to go into
sık
dense, thick / frequent, often
sık sık
frequently, often
sıkı
light, firm / strict
sıkıcı
boring, dull
sıkı fıkı
intimate, close toget-
her
sıkılgan
shy, timid, bashful
sıkılmak
to be bored, to be
annoyed
sıkıntılı
boring, depressing
sıkışık
close, crowded / tight
sıkıştırmak
to press, to sque-
eze
sıklık
frequency
sıkmak
to squeeze, to press /
to bore / to annoy, to bother
sımsıkı
very tight
sınamak
to test, to try, to
examine
sınav
examination, exam
sınıf
classroom / class, cate-
gory
sınıfta kalmak
to fail, to flunk
sınır
frontier, border, boun-
dary, limit
sınırlı
limited
sınırsız
unlimited
sır
secret / mystery
sıra
row, file, rank / order / turn
sırf
pure, sheer, mere / only,
just
sırık
pole
sırıtmak
to grin
sırılsıklam
very wet, soaked
sırt
back
sıska
skinny, puny
sıvı
liquid, fluid
sıyırmak
to skin, to graze/ to
peel off, to strip off
sıyrık
scratch
sızı
pain, ache
sızlanmak
to groan / to com-
plain
sızmak
to leak
sicim
string
sifon
siphon, toilet flush
sigara
cigarette
sigara içmek
to smoke (a ci-
garette)
sigorta
insurance / fuse (elektrik)
sigortalamak
to insure
sihir
magic / charm, spell
sihirbaz
magician, sorcerer
silah
weapon, arm
silahlı
armed
silecek
windscreen wiper,
windshield wiper
silgi
duster / eraser / rubber
silindir
cylinder
-290-
sığınmak
