Tafll›k Tepe’yse, sözün tam anlam›yla bir panay›r yerine
dönmüfltü. Çevredeki bütün tarlalar, hatta daha uzaktaki te-
peler bile insanlarla doluydu. ‹nsanlar, bu topraklar üzerinde
kar›nca gibi kayn›yordu:
Öte yandan limana giren gemiler, gelen trenler durmadan
adam getirip Tampa’ya boflalt›yorlard›.
Tampa’ya gelenler de solu¤u Tafll›k Tepe’de al›yorlard›.
Zaten bir aydan bu yana, çevrede âdeta ikinci bir kent
oluflmufltu. Ovada barakalar, kulübeler, çeflit çeflit, boy boy
çad›rlar yükselmiflti. Bu gecekondularda binlerce insan yafl›-
yordu.
Bütün eyaletlerden gelenler, birbirleriyle adamak›ll› kay-
naflm›fllard›.
Yemek zaman› bir karmafla bafll›yordu. Her aile, kendi gö-
reneklerine uygun biçimde yemek yiyordu. Yenilen yemekleri
bast›rmak için de, pek çok içki içiliyordu. Meyhanelerde, içki
sat›lan dükkânlarda içki; kadeh, bardak, flifle, sürahi, dama-
cana vb. kaplarda veriliyordu.
Sat›c›lar da baz› içkileri gazoz, meyve suyu, benzeri içe-
ceklerle kar›flt›rarak çeflit çeflit kokteyller yap›yorlar, bunlar›
yüksek fiyatlarla sat›yorlard›.
Fakat 1 Aral›k günü gelince, bütün bu görüntü kayboldu.
Bu büyük kalabal›k, akflama dek, sanki a¤r›lar içinde k›v-
ran›r gibi sessiz, sakin dolafl›p durdu.
Herkes, “Bir an önce bitse flu ifl!” diye düflünüyordu.
Saat yediye do¤ru ufuk k›zarmaya bafllad›. Herkes durup
175
