turkce sozluk - page 348

mak:
Motor ya¤ kaç›r›yor.
11.
(vergi
için) Kazanc› oran›nda ödememek.
kaç›flmak
(nsz.)
Hep birden çeflitli yönlere
da¤›l›p kaçmak.
kaçmak
(-den)
1.
Kimseye haber verme-
den ayr›l›p gitmek, firar etmek:
asker-
den kaçmak.
2.
Bir yerden h›zla uzakla-
fl›p bir yere gizlenmek, s›¤›nmak:
Koca-
man köpek karfl›m›za ç›k›nca kaçt›k.
3.
Uzak durmaya, sak›nmaya çal›flmak:
Borcunu ödeyemedi¤i için benden kaç›-
yor.
4.
S›zmak, akmak:
Borudan su ka-
ç›yor.
5.
‹pli¤i kopmak:
Çorab›n kaç-
m›fl.
6.
(-e)
Girmek:
Gözüme toz kaçt›.
7.
(-e)
Bir yere, bir yöne do¤ru kaymak:
Kravat›n sola kaçm›fl.
8.
(nsz.)
Gizlice
gitmek, savuflmak:
Biraz önce buraday-
d› ama kaçm›fl.
9.
Yok olmak:
Uykum
kaçt›.
10.
(-e)
Benzemek, and›rmak:
Ye-
flile kaçan toprak rengindeydi.
11.
(ka-
d›n için) Kaçgöçe uymak:
Enifltesinden
bile kaç›yordu.
12.
(k›z, kad›n için) Aile-
sinin iste¤ine uymayarak evlenmek için
bir erkekle birlikte gitmek:
Komflunun
k›z› kaçm›fl.
13.
(renk için) A¤armak.
14.
Bir fleyi üstlenmekten, yapmaktan
kurtulmaya çal›flmak:
sorumluluktan
kaçmak.
15.
Futbol, basketbol, hentbol
vb. oyunlarda pas alabilmek için bofl
alana koflmak.
kadana
a. (kada’na) Mac.
Bir cins iri at.
kadar
il. Ar.
1.
Ölçüsünde, de¤erinde:
An-
nesi kadar hamarat bir k›zd›.
2.
Büyük-
lü¤ünde:
Bacak kadar bir çocuktu.
3.
Dek, de¤in:
Saat dokuza kadar çal›flaca-
¤›m.
4.
Gibi:
Tilki kadar kurnazd›.
5.
Denli:
Seni bu kadar heyecanl› görme-
mifltim.
kadastro
a. (kada’stro) ‹t.
Bir ülkedeki ara-
zi ve mülklerin alan›n›n, s›n›rlar›n›n ve
de¤erlerinin devlet eliyle belirlenip pla-
na ba¤lanmas› ifli.
kadavra
a. (kada’vra) ‹t.
T›p ö¤retiminde
üzerinde çal›fl›lmak üzere haz›rlanm›fl
ölü insan ya da hayvan vücudu.
kaday›f
a. Ar.
Undan haz›rlanm›fl malzeme
ve ondan yap›lan türlü hamur tatl›lar›-
n›n genel ad›:
tel kaday›f.
kadeh
a. Ar.
‹çki barda¤›.
kademe
a. Ar.
Aflama, basamak.
kader
a. Ar.
Yazg›, al›n yaz›s›.
kaderci
a.
ve
ön a.
Yazg›c›.
kad›
a. Ar.
Ülkemizde Medeni Kanun’un ka-
bulüne dek mahkeme baflkanlar›na ve-
rilen ad.
kad›n
a.
1.
Difli cinsten eriflkin insan.
2.
mec.
Gündelikçi, hizmetçi.
kad›nbudu, -nu
a. (kad›’nbudu)
Yumurtaya
bulanarak ya¤da k›zart›lan pirinçli köfte.
kad›ngöbe¤i
a. (kad›’ngöbe¤i)
K›zart›larak
yap›lan yumurtal› hamur tatl›s›.
kad›nlar hamam›
a. mec.
Kimsenin kimse-
yi dinlemedi¤i, herkesin bir fleyler söy-
ledi¤i çok gürültülü yer.
kad›nlaflmak
(nsz.)
Kad›na özgü nitelikler
kazanmak.
kad›ns›
ön a.
1.
Kad›na özgü, kad›na yara-
fl›r.
2.
Kad›n görünümlü ya da kad›n
davran›fll›.
kad›rga
a. (kad›’rga) Yun. den. esk.
Hem
yelken hem de kürekle yol alabilen bir
savafl gemisi.
kadife
a. Ar.
Bir yüzü düz, öbür yüzü par-
lak, tüylü ve yumuflak kumafl.
kadife
gibi
yumuflak, pürüzsüz:
Kadife gibi bir
cildi var.
Kadir Gecesi
öz. a.
Ramazan ay›n›n kutsal
say›lan yirmi yedinci gecesi; Kur’an’›n
indirildi¤i gece.
kadmiyum
a. (ka’dmiyum) Fr. kim.
Elektrik
ve seramik sanayiinde kullan›lan, gü-
müfl beyazl›¤›nda, yumuflak ve atom
numaras› 48, atom kütlesi 112,41 olan
metal bir element (simgesi: Cd).
kadran
a. Fr.
Pusula, saat ve kimi ölçü ay-
g›tlar›nda, üzerinde yaz›, rakam ya da
baflka iflaretler bulunan bölüm.
kadro
a. (ka’dro) ‹t.
Bir kamu kuruluflunda,
bir giriflimde, bir etkinlikte görevli kifli-
lerin tümü:
Kadromuz eksik.
kaç›flmak
kadro
348
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 348
1...,338,339,340,341,342,343,344,345,346,347 349,350,351,352,353,354,355,356,357,358,...688
Powered by FlippingBook