lamak.
süslü
ön a.
1.
Göze çarpacak biçimde süs-
lenmifl olan.
2.
Süslenmeye afl›r› dere-
cede düflkün olan.
süslü püslü
ön a.
Göze çarpacak derecede
süslenmifl olan.
süspansiyon
a. Fr.
1.
Bir otomobil flasisinin
yayla sa¤lanm›fl esnekli¤i.
2.
fiz.
Çözü-
nemeyen madde parçac›klar›n›n dibe
çökmeden bir s›v› ortamda kalm›fl duru-
mu.
3.
fiz.
Böyle bir s›v› kar›fl›m›.
süt
a.
1.
Kad›nlar›n ve memeli difli hayvan-
lar›n yavrular›n› beslemek için memele-
rinden salg›lanan, besin de¤eri yüksek
beyaz s›v›.
2.
Süte benzer her türlü s›v›.
3.
bitb.
Baz› bitkilerin türlü organlar›nda
bulunan beyaz renkli öz su.
süt gibi
çok
beyaz, çok temiz.
sütanne
a.
Bir çocu¤un annesi d›fl›nda sü-
tünü emmifl oldu¤u kad›n.
süt çocu¤u
a.
Do¤umdan iki yafl›na kadar
olan çocuk.
süt difli
a.
Çocu¤un befl ya da alt› ayl›kken
ç›karmaya bafllad›¤› ve yedi yafllar›nda
yerini kal›c› difllere b›rakaca¤› ilk diflleri.
sütkardefl
a.
Öz kardeflin d›fl›nda, ayn› ka-
d›ndan süt emmifl çocuklar›n birbirine
göre ald›klar› ad.
sütlaç, -c›
a.
Süt, fleker ve pirinçten yap›lan
bir tür tatl›.
sütle¤en
a. bitb.
Sütle¤engillerden, tek çi-
çek görünümünde bir arada toplu bulu-
nan, küçük çiçekler açan, yaklafl›k yedi
yüz türü bulunan, bir y›ll›k ya da çok y›l-
l›k otsu bir bitki.
sütliman
ön a.
1.
Durgun, sakin:
Bugün ha-
va sütliman.
2.
mec.
Gürültüsüz, olay-
s›z.
sütlü
ön a.
1.
‹çine süt kat›lm›fl ya da sütle
yap›lm›fl olan:
sütlü kahve.
2.
Süt veren,
sa¤mal:
sütlü inek.
3.
Taneleri sertlefl-
memifl (bu¤day, m›s›r vb.):
sütlü m›s›r.
sütnine
a.
Bir bebe¤i emzirmesi için paray-
la tutulmufl kad›n.
süt tozu
a.
Özel yöntemlerle kurutularak toz
durumuna getirilen ve suland›r›larak
kullan›lan süt.
sütun
a. (sütu:n) Far.
1.
mim.
Bir bafll›k, bir
gövde ve genellikle bir altl›ktan oluflan
düfley tafl›y›c› öge; kolon.
2.
Alt alta s›-
ralanm›fl seyler dizisi:
rakam sütunu.
3.
Gazete, dergi vb. yay›nlarda sayfan›n
düfley bölümlerinden her biri.
sütyen
a. Fr.
Gö¤üsleri dik tutmak için kul-
lan›lan kad›n iç çamafl›r›.
süvari
a. (süva:ri:) Far.
1.
Atl›.
2.
Atl› asker.
3.
Gemi kaptan›.
süveter
a. (süve’ter) ‹ng.
Genellikle gömlek
ya da bluz üzerine giyilen, kolsuz, örgü
kazak.
süzgeç, -ci
a.
1.
S›v›lar› süzmeye yarayan
delikli araç.
2.
Bir s›v› içerisindeki ya-
banc› maddeleri süzüp ay›ran araç, filt-
re.
3.
Sulama kovas›n›n ucuna tak›lan
küçük ve delikli metal parça.
süzgün
ön a.
Biraz zay›flam›fl, yüzü sarar-
m›fl, güçsüzleflmifl.
süzme
a.
1.
Süzmek eylemi.
2.
ön a.
Süzü-
lerek elde edilen, süzülmüfl olan:
süzme
yo¤urt.
süzmek
(-i)
1.
Bir s›v›y› süzgeçten geçir-
mek.
2.
‹nceleyerek bakmak:
Çevresin-
dekileri çakt›rmadan süzdü.
süzülme
a.
1.
Süzülmek eylemi.
2.
Bir ku-
flun kanat vurmadan yapt›¤› uçufl.
3.
Bir
uça¤›n motorunu bofla alarak ya da dur-
durarak yapt›¤› uçufl.
süzülmek
(nsz.)
1.
Süzmek eylemine konu
olmak:
Yo¤urt süzüldü.
2.
Yavafl yavafl
akmak:
Gözlerinden yafllar süzüldü.
3.
(kufl için) Kanatlar› gergin olarak hava-
da kayarcas›na uçmak.
4.
(uçak için)
Motoru durmufl ya da yavafllam›fl olarak
uçmak.
5.
(deniz tafl›t›) Ses ç›karma-
dan, kayarcas›na su içinde ilerlemek.
6.
(kifli için) Ses ç›karmadan, belli etme-
den bir yere girmek ya da bir yerden ç›k-
mak.
7.
Gözle görünür biçimde zay›fla-
mak:
Hastal›ktan üç günde süzüldü.
süslü
süzülmek
568
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 568