turkce sozluk - page 609

2.
Bir yerdeki da¤›n›kl›¤› gidermek:
Odas›n› toparlad›.
3.
Da¤›n›k durumda-
ki düflüncelerini belli bir noktada birlefl-
tirmek:
Durumu toparlamaya çal›fl›yor-
du.
3.
fiaflk›nl›¤›n, üzüntünün etkisin-
den kendini kurtarmak:
kendini toparla-
mak.
toparlanmak
(nsz.)
1.
Toparlamak eylemi-
ne konu olmak:
Odas›n› toparlam›flt›.
2.
Para bak›m›ndan durumunu düzeltmek.
3.
Sa¤l›¤› düzelmek.
4.
Bir eylemi, bir
hareketi yapmaya haz›r duruma gel-
mek:
Toparlanmas›na f›rsat vermeden
üzerine atlad›.
topatan
a.
Güzel kokulu, sar› renkte ve
uzunca bir kavun türü.
topaz
a. Fr.
Kahverengi ya da soluk sar›
renkte de¤erli bir tafl.
topçu
a.
1.
ask.
Toplar›yla di¤er birlikleri
desteklemekle görevli askerî s›n›f.
2.
Bu s›n›ftan olan asker.
tophane
a. (topha:ne) Ar.+Far. tar.
1.
Os-
manl›larda top ve gülle dökülen dö-
kümhane.
2.
Topçu askerlerinin e¤itim
yapt›¤› yer.
toplam
a. mar.
Toplama iflleminin sonucu.
toplama
a.
1.
Toplamak eylemi.
2.
mat.
Say›lar› ya da nicelikleri birbirine ekle-
yip toplam›n› bulma ifllemi.
toplamak
(-i)
1.
Bir araya getirmek, birlefl-
tirmek:
Dökülen flekerleri toplar m›s›n?
2.
Biriktirmek:
Bu derginin eski say›la-
r›n› topluyorum.
3.
Dermek, devflirmek:
A¤açtan erik toplayaca¤›z.
4.
Bir yere
çeki düzen vermek:
Odam› toplad›m.
5.
Vermek isteyenlerden ya da vermeye
yükümlü olanlardan ba¤›fl, ödenti al-
mak:
vergi toplamak, ba¤›fl toplamak.
6.
fiiflmanlamak, kilo almak.
7.
Dikkati,
ilgiyi bir noktada yo¤unlaflt›rmak:
Eski
gücümü toplamaya çal›fl›yorum.
8.
mat.
Say›lar› ya da nicelikleri birbirine
ekleyip toplam›n› bulmak.
toplama kamp›
a.
Savafl s›ras›nda karfl› ta-
raftan savafl tutsaklar›n›n ya da sivil
halk›n topluca tutuldu¤u yer.
toplanan
a. mat.
Toplama ifllemine giren
her say›:
4+6= 10 iflleminde 4 ve 6 sa-
y›lar› toplanand›r.
toplanmak
(nsz.)
1.
Toplamak eylemine
konu olmak:
Çamafl›rlar› toplad›n m›?
2.
Toplant› yapmak.
toplant›
a.
Birden çok kiflinin belli bir
amaçla bir araya gelmesi.
toplardamar
a. anat.
Kan› organlardan kal-
be götüren damar.
toplu
ön a.
1.
Topu olan, üzerinde topa
benzer bir parça olan:
toplu kantar.
2.
Bir arada yap›lan:
toplu çal›flma.
3.
Vü-
cutça dolgun.
toplu i¤ne
a.
Bir ucu bafll›, di¤er ucu sivri
madenî i¤ne.
toplu konut
a.
Çeflitli konut birimlerini bir-
birine efl yap›lar grubunda bir araya ge-
tiren yerleflme biçimi.
topluluk, -¤u
a.
1.
Nitelikleri bak›m›ndan
bir bütün oluflturan insanlar›n tümü,
camia:
tiyatro toplulu¤u.
2.
Bir yerde
bulunan insan kalabal›¤›.
topluluk ad›
a. dlb.
Tekil durumda bir var-
l›k ya da nesne bütününü gösteren ad:
küme, sürü, meclis, ulus, s›n›f.
toplum
a.
Ayn› toprak parças› üzerinde ya-
flayan, temel ç›karlar› için ifl birli¤i ya-
pan insanlar›n tümü; cemiyet.
toplum bilimci
a.
Toplum bilimi bilgini,
sosyolog.
toplum bilimi
a.
Toplumun oluflumunu, ifl-
leyiflini ve geliflimini inceleyen bilim da-
l›; sosyoloji.
toplumcu
a.
ve
ön a.
Toplumculuktan yana
olan kifli, sosyalist.
toplumculuk, -¤u
a.
Üretim araçlar›n›n or-
tak duruma getirilmesi yoluyla toplum-
sal s›n›flar› ortadan kald›rmay›, toplum-
sal yaflamda köklü de¤ifliklikler yapma-
y› savunan ö¤reti; sosyalizm.
toplum d›fl›
a.
Toplumun d›fl›nda kalan,
toplum taraf›ndan kabul edilmeyen.
toplumsal
ön a.
Toplumla ilgili, topluma
toparlanmak
toplumsal
609
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 609
1...,599,600,601,602,603,604,605,606,607,608 610,611,612,613,614,615,616,617,618,619,...688
Powered by FlippingBook