Kahvalt›da ve akflam yeme¤inde ona kat›lmad›¤› için Au-
da’n›n kendisini ba¤›fllayaca¤›n› umuyordu.
Saat on bir buçu¤u vurdu¤unda ilk kez kulübe gitmek için
bir haz›rl›k yapmad›.
Merdivenlerde bir afla¤› bir yukar› dolan›p duran zaval-
l› Passepartout, yapt›¤› hatalar nedeniyle sürekli kendisini suç-
luyordu.
Bay Fog, saat yedi buçukta Auda’yla görüflmek istedi¤ini
söyledi. Çok geçmeden salonda karfl›l›kl› oturdular.
Phileas Fog, oldukça sakindi. Bir süre konuflmadan durdu.
Sonra bak›fllar›n› Auda’ya çevirdi:
— Umar›m beni ba¤›fllars›n›z, Auda. Sizi ülkenizden al›p
buraya getirmeye karar verdi¤imde henüz zengin biriydim.
Oysa flimdi hemen hemen hiç param yok.
— As›l siz beni ba¤›fllay›n. Benim yüzümden kendinizi bir-
çok tehlikelere att›n›z.
— Hindistan’da kalman›z sizin için çok tehlikeli olurdu.
— Hakl›s›n›z. Beni kurtarmakla çok büyük iyilik ettiniz.
— Ama sizin gelece¤inizi de güvence alt›na almal›y›m. Bu
nedenle, elimde kalan çok az paray› da size vermek istiyo-
rum.
— Peki siz ne olacaks›n›z?
— Benim hiçbir fleye ihtiyac›m yok!
— Peki ihtiyaçlar›n›z› nas›l karfl›layacaks›n›z?
— Üstesinden gelirim, merak etmeyin.
— Ya dostlar›n›z?
— Benim hiç dostum yok.
— Akrabalar›n›z?
72
5- 80 günde 28/03/2008 16:59 Page 72