81
flad olmak: sevinmek
flahane: mükemmel
flaheser: baflyap›t
flah›s: kifli
flahika: doruk
flahit: tan›k
flahsen: kendi, bizzat
flahsi: kiflisel
flahsiyet: kiflilik
flaibe: hile
flair: ozan
flaka: latife
flaki: haydut
flakrak: flen
flalter: anahtar
flan: ün
flanl›: 1. ünlü 2. yüce
flans: talih, felek, baht
flantör: flark›c› (erkek)
flantöz: flark›c› (kad›n)
flapflal: al›k
flarap: mey
flarj etmek: yüklemek
flark: do¤u
flark›: ezgi, melodi
flark›c›: hanende
flart: koflul
flartlanmak: koflullanmak
flarts›z: koflulsuz
flaflaa: görkem
flatafat: görkem
flavk›mak: par›ldamak
flayet: e¤er
flayia: duyultu
flebeke: a¤
flebnem: çiy
flecere: soy a¤ac›
flef: önder
fleffaf: saydam
flefkat: sevecenlik
flefkatli: sevecen, müflfik
flehadet: tan›kl›k
flehir: kent
flehvet: kösnü
flehvetli: kösnül
fieker Bayram›: Ramazan Bayram›
fleker hastal›¤›: diyabet
flekil: biçim
flekilci: biçimci
flelale: çavlan
flen: sevinçli
flenlik: festival
fler: kötülük
flerait: koflullar
fleref: onur
flereflendirmek: onurland›rmak
flereflenmek: onurlanmak
fleriat: ‹slam hukuku
flerit: tenya
flevk: istek
fl›k: seçenek
fl›r›nga: i¤ne
fliddet: ye¤inlik
flifa: onma
flifahi: sözlü
flifre: kod
fliir: manzume, naz›m, kofluk
flikâr: av
flikâyet: s›zlanma, yak›nma
flikâyet etmek: s›zlanmak, yak›nmak
flike: dan›fl›kl› dövüfl
flimal: kuzey