LİDYALILAR (M.Ö. 687-546)
İlkçağ’da Gediz ve Küçük Menderes nehirleri arasındaki bölgeye Lidya adı veriliyordu ve burası günümüzde yaklaşık olarak İzmir ilinin doğusu, Manisa ilinin büyük bir bölümü, Kütahya ve Uşak illerinin batı kesimlerini kapsayan bir sahaya karşılık geliyordu. Ege bölgesinin kıyı bölümünde yer alan bu saha, yazları azalsa da Bakırçay (Kaikos), Küçük Menderes (Maiandros) ve Gediz (Hermos) gibi bol sulu nehirleri, vadi boyları ve çevresindeki alüvyal verimli toprakları ve uygun iklimi ile her çağda münbit ve zengin bir bölge olmuştur. Lydia ülkesi Batı Anadolu’nun
büyük bir kesimini içine alıyor, verimli vadiler ve aralarında kalan dağ sıraları (Güneyde Aydın dağları/Mesogis ve Bozdağlar/Tmolos, kuzeyde Demirci dağı/Temnos), ülkenin kalbini oluşturuyordu. Lydia ülkesi, sahip bulunduğu oldukça büyük tarımsal potansiyelin ve zengin yer altı kaynaklarının yanında, geniş ormanlara ve dağlarda serin yaylalara sahipti. Orta Anadolu’dan kıyı Ege’ye uzanan ticaret yolları da buradan geçmekteydi.
Kendilerini komşuları Karyalılar ve Mysialılar ile aynı kökene dayandıran Lidyalılar’ın bu yöreye
[1] 2 3