uygulayan ve sıkı biçimde denetleyen pozisyona getirilerek vali, kaymakam, bucak müdürü ve köy muhtarı devletin (merkezi yönetimin) taşradaki temsilcileri olarak şekillendirilmiştir. Böylece idari yapıda Tazimat’la başlayan bu değişim ve sonunda ortaya çıkan yeni merkeziyetçi teşkilatlanma anlayışı imparatorluğun sonuna kadar devam etmekle kalmamış, Cumhuriyet dönemi yönetim sistemine de önemli bir tarihi miras olarak kalmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk anayasası olarak da bilinen “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”na göre idari yapıda yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. En üst mülki idari birim olan vilayetler kaldırılarak bunların yerine bir alt birim olan sancaklar (livalar) yine vilayet (il) adıyla en üst mülki idari birim olarak kabul edilmiştir. 1921 yılında Türkiye’nin merkezi idarenin taşra teşkilatının vilayetlerden, vilayetlerin kazalardan, kazaların nahiyelerden, nahiyelerin de köylerin birleşmesiyle oluştuğu ifade edilmiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra oluşturulan 1924 anayasasında da
1 [2] 3 4 5