meydana gelen Ege (Deniz kavimleri) göçleri nedeniyle Truva, Boğazkale, Alişar ve Alacahöyük dahil bütün yerleşmelerde, M.Ö. XII. yüzyıla ait kültür tabakaları üzerinde kalın bir kül tabakası görülmektedir. Bu şekilde, yapılan çalışmalarda hep bir karanlık çağdan bahsedilmekle birlikte, gerçekte bu dönemin çok da karanlık olduğunu söylemek zordur. Çünkü uzun bir süre olan 450 yıl boyunca Anadolu’nun tamamen boşaldığı ve kimselerin kalmadığı düşünülemez. Aksine Hititler döneminde var olan birçok yerleşme adının hiç değişmeden sonraki döneme ulaşması,
bu dönemde insanların yaşadığını ve geçmişten aldıklarını devam ettirdiklerini kanıtlamaktadır. Bu kültürel devamlılık diğer birçok alanda da yaşanmıştır ki, Anadolu’nun coğrafi manzarasında keskin bir değişiklik olmamıştır.
Bilindiği üzere devletlerin yıkılmasıyla ulusları oluşturan halklar hemen ortadan kaybolmaz. Dolayısıyla Hititlerle birlikte Luwiler de, yeni gelenlerin baskısı sonucu Kuzey Suriye’ye çekilmişler, orada Sami ırktan olan Aramiler ile kaynaşmışlar ve M.Ö. 1200 yıllarından sonra da