topraklarından zorunlu ya da gönüllü gelen göçler, Hatay’ın anavatana katılması gibi faktörlerin etkili olmasının yanı sıra en önemli etken doğum oranlarının artması yani doğal nüfus artışı olmuştur.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren nüfusun sürekli artmasıyla ulaştığı niceliksel miktar, 1960’lardan itibaren nüfusun niteliksel anlamda gelişimini olumsuz etkileyecek boyuta ulaşmıştır. Ülkedeki mevcut kaynakların artan nüfus karşısında sınırlı kalması, istihdam sorunu
ve buna bağlı olarak ortaya çıkan göç ve çarpık şehirleşme, gittikçe etkisini arttırmaya başlamıştır. Dolayısıyla artan sorunlar sonucu izlenen nüfus politikalarında değişikliğe gidilmesi zorunlu hale gelmiştir. Yeni nüfus politikası kapsamında çeşitli yasal düzenlemeler ve aile planlanması çalışmaları başlatılmıştır. Özellikle 1970’lerden sonra ivme kazanan aile planlaması çalışmaları beklendiği ölçüde sonuçlar vermemekle birlikte gittikçe değişen sosyo-ekonomik yapıyla birlikte doğurganlık oranında bir azalma yaşanmıştır. Bu durum 1980’lerden
1 [2] 3 4