abone: bir yere çok gitme
ac› (I): keskin, fliddetli
ac› (II): k›r›c›, üzücü, incitici, dokunakl›, kö-
tü
ac› (III): keder, elem
ac›laflmak: dokunakl› olmak / k›r›c› olmak
ac›l›: kederli
açl›k: afl›r› isteklilik / k›tl›k
ac›s›z: kedersiz, üzüntüsüz
aç: gözü doymaz, haris / hevesli, istekli
aç›: görüfl, yön
aç›k çek: aç›k kart
aç›ktan: ek olarak
açmak: s›k›lganl›¤›n› gidermek / geçit ver-
mek / fethetmek
açmaz: içinden zor ç›k›l›r durum
açmazl›k: ketumiyet
adamak: ant niteli¤inde söz vermek / za-
man ay›rmak
ad›m: giriflim, hamle
adi: afla¤›l›k, baya¤›, alçak
afet: güzel kad›n / çok kötü
aforoz etmek: ilgiyi kesip uzaklaflt›rmak
ayfonlamak: telkin yoluyla düflünmeyi ön-
lemek
ayfonlu: dalg›n, uyuflmufl
a¤: flebeke / tuzak
a¤al›k: cömertlik
a¤dal›: dolambaçl› söyleyifl / karmafl›k
a¤›r: gösteriflli / çetin / tehlikeli / bunalt›c› /
dokunakl› / a¤›rbafll› / keskin (koku) / dav-
ran›fllar› yavafl olan / sindirimi güç (yiyecek)
a¤›rlaflmak: güçleflmek / kötüleflmek (hasta)
a¤›r top: güçlü, etkili, sözü geçen kimse
a¤›z kokusu: çekilmez davran›fl ve sözler
a¤r›s›z: dertsiz, tasas›z
ahenk: uyuflma, uzlaflma
ahlaks›z: kötü huylu, terbiyesiz
ahu: güzel, ince kad›n
ak: namuslu, temiz / dürüst / rahat
akamet: baflar›s›zl›k, sonuçsuzluk
akbaba: yafll› insan, sömüren
akis: etki, tesir
akmak: çabuk geçmek (zaman) / kar›flmak,
kat›lmak
akortsuz: uyumsuz
akraba: biri di¤erinin sonucu olan fleyler
aksak: iyi ifllemeyen, iyi gitmeyen
aksamak: geri kalmak
aksetmek: ulaflmak
aksilik: uygunsuzluk / inatç›l›k, huysuzluk
akflam günefli: ihtiyarl›k dönemi
aktör: oldu¤undan baflka türlü görünen in-
san
alabildi¤ine: afl›r› derecede, çok
alacalanmak: k›zar›p bozarmak
alan: çal›flma çevresi
alayl›: okul e¤itimi görmeden kendini yetifl-
tirmifl
alçak: soysuz, namert, rezil, hain, afla¤›l›k
alçalmak: de¤erini düflürmek
âlem: e¤lence
alerji: afl›r› duyarl›k
alet: arac› olan kimse, mafla
alev: aflk atefli
alevlenmek: yeniden bafllamak, gerginlefl-
mek, öfkelenmek, parlamak
alfabe: bir fleyin bafllang›c›
al›nmak: k›r›lmak, incinmek
9
A
