M. Anlamlilar_001_ - page 17

almak / tamam›n› içmek / çabucak okuyup
bitirmek / bir yana e¤mek / belli bir yafl› ge-
ride b›rakmak
devleflmek: afl›r› geliflmek, büyümek
devlet: mutluluk / talih / büyüklük, mevki
devrik: makam›ndan indirilmifl
d›md›zlak: imkânlar›n› yitirmifl
didiklemek: bir konuyu etrafl›ca incelemek
/ huzursuzluk vermek
didiflmek: u¤raflmak
dikelmek: sert konuflmak, kafa tutmak
dikenli: zor, çetin
dikine: inad›na
dikkat: ilgi, özen
dikme: aileyi sürdürecek tek çocuk
diktatör: çevresine bask› yapan, zorba
dilemek: kendi görüfl, düflünce ve iste¤ini
yapmak
dilenci: ›srarla isteyen, ars›z
dilenmek: ac›nd›rarak bir fley istemek
dilli düdük: geveze, konuflkan
dilsiz: sessiz olan, ses ç›karmayan
dimdik: dikkatli, ›srarl› (bak›fl)
din: inanç, ülkü
dinamik: canl›, etkin, hareketli
dinamitlemek: engellemek
dinelmek: kafa tutmak, karfl› koymak
dingin: yorgun, mecalsiz
dinsiz: ac›mas›z, merhametsiz
diplomasi: görüflme s›ras›ndaki ustal›k
diplomat: iliflkilerde kurnaz
diremek: direnmek, karfl› koymak
dirilifl: yeni bir at›l›mla güç kazanma
dirilmek: yeniden geçerli olmak
diflilik: kad›na has olma durumu
difllek: istedi¤ini yapt›ran, sözünü geçiren
difllenmek: güçlenmek
diflli: sözünü geçiren, nüfuzlu
divane: bir fleye düflkün
diyalog: anlaflma, uyuflma
dizginlemek: önlemek
dizginsiz: afl›r›, ölçüsüz, engel tan›mayan.
do¤mak: ortaya ç›kmak, sonucu olmak
do¤rulmak: yeniden güçlenmek, kalk›nmak
do¤um sanc›s›: yeni bir duruma geçilirken
çekilen s›k›nt›lar, zorluklar
do¤urgan: çok eser veren / verimli
do¤urmak: sebep olmak
doku: yap›, özellik
dokumak: en ince noktalar› ortaya ç›kar-
mak
dokundurmak: sözü dolayl› yoldan birine
döndürmek
dokunulmaz: tenkit edilemez
dolambaçl›: çaprafl›k
dolambaçs›z: aç›k, do¤rudan do¤ruya
dolap: düzen
dolapç›: hileci, dalavereci, düzenci
dolafl›k: içinden ç›k›lamayacak ölçüde kar›-
fl›k / amac›n› dolayl› sezdiren
doldurmak: birini, baflkas› hakk›nda kötü
düflünecek duruma getirmek / hayat ver-
mek, canland›rmak
dolgun: k›zg›nl›k, öfke / birbirine uyan
dolmak: sabr› taflmak
dolu: duygunun esiri
doludizgin: tam anlam›yla
donatmak: sövmek / azarlamak
dondurmak: bir fleyi de¤ifltirilemez durum-
da tutmak / beklemeye almak
donmak: hareketsiz kalmak / yeniliklere
aç›k olmamak
donuk: uyufluk, durgun
don ya¤›: so¤uk ve sevimsiz kimse
doruk: en üstün baflar› / duygularda en üst
nokta
doymak: iste¤i kalmam›fl, tatmin olmak,
yeter bulmak
doymufl: iste¤i kalmam›fl, tatmin olmufl
doyurmak: kand›r›c›, inand›r›c›, yeterli ol-
mak, tatmin etmek / para yedirmek
doyurucu: inand›r›c›, kand›r›c›, yeterli
doz: yeterli görülen ölçü
dökmek: söylemek, ortaya koymak / öde-
mek, sarf etmek / çok say›da ö¤renciyi ba-
flar›s›z saymak
dökülmek: çok eskimek / çok yorgun, has-
ta olmak / çokça birikmek (insanlar)
döküntü: de¤ersiz, adi, baya¤› / kötü, ber-
bat
döndürmek: çevirmek / yönetmek, düzene
koymak
17
1...,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16 18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,...48
Powered by FlippingBook