edebiyat: içten olmayan, bofl sözler
efendi: ince, çelebi, sayg›de¤er
efsane: as›ls›z söz, hikâye
egemen: sözünü geçiren
e¤ilmek: baflkas›n›n egemenli¤ini benim-
semek / önemseyip ele almak
ekmek: kazanç
elektriklenmek: gerginleflmek / etkilenmek
elektrikli: sinirli ortam
elemek: ay›klamak, gözden geçirmek
elleflmek: birine dokunacak söz söylemek /
yard›mlaflmak
elo¤lu: damat / koca
emeklemek: acemilik geçirmek
emektar: çok kullan›lm›fl, eski
endaze: ölçü
enerji: manevi güç, y›lmazl›k
erimek: çok zay›flamak, utançtan çok s›k›l-
mak / yok olmak, bitmek, tükenmek
eritmek: zay›flatmak / harcay›p bitirmek /
üzmek, yok etmek
erk: sözü geçerlilik, nüfuz
erkek: mert, sözüne güvenilir
esaret: egemenlik alt›nda olma
esir: körü körüne ba¤l› kimse
eskitmek: y›pratmak
esmek: birdenbire karar vermek
esnaf: bütün endiflesi çok para kazanmak
olan kimse
esnek: de¤iflik yorumlanabilen / tutum ve
görüfllerinde kat› olmayan
eflelemek: kurcalamak, aramak
eflik: bafllang›ç yeri, bafllang›ç noktas›
eflmek: araflt›rmak, incelemek
etiket: kimlik / davran›fllarda izlenecek yol
etiketçi: mevkiye önem veren
etiketli: protokole uygun (davran›fl)
etki: izlenim
ev: aile
evren: içinde bulunulan ortam
ezelî: eski
ezgi: gidifl, yol, tarz, tempo / kula¤a hofl
gelen ses
ezici: üstün gelen, yok eden, a¤›r basan
ezik: üzüntülü bir flekilde
ezmek: üzmek, s›k›nt›ya sokmak / bask› al-
t›nda tutmak / afl›r› derecede yormak / yen-
mek, sindirmek
19
E
