çiroz: çok zay›f (insan)
çirozlaflmak: çok zay›flamak
çivilemek: vurmak, öldürmek / hareketsiz
b›rakmak / sabitlefltirmek
çivilenmek: hareketsiz kalmak / ayn› nokta-
ya sürekli bakmak
çizgi: temel / s›n›r
çizi: tutum, davran›fl
çiziktirmek: bafltan savma yazmak
çoban: bekçi, gözcü
çocuk: düflüncesizce davranan insan / ye-
teri kadar yetene¤i ve deneyimi olmayan
kimse / büyükler aras›nda yafl› daha az
olan kimse
çökertmek: moral bozmak
çökkün: gücü azalm›fl olan
çökmek: dinçli¤ini yitirmek / son bulmak /
yo¤un bir biçimde hissetmek
çöküfl: mahvolma, son bulma
çömez: ç›rak
çömezlik: birinin sözünden ç›kmama
çöplenmek: ufak tefek ç›karlar sa¤lamak
çöreklenmek: sürekli kalmak / güçlü ve sü-
rekli olarak hissetmek
çözülmek: da¤›lmak, parçalanmak / gevfle-
mek, güçsüz kalmak / da¤›lmak, çökmek
çözülüfl: da¤›l›fl / y›k›l›fl
çukur: mezar, sin
çullanmak: b›kt›racak denli üzerine gitmek
çulsuz: fakir, muhtaç
çurçur: önemsiz, de¤ersiz
çürük: kan›tlar› sa¤lam olmayan / sakat
çürümek: y›pranmak, çökmek / yanl›fll›¤›
ortaya ç›kmak, temelsizli¤i anlafl›lmak
çürütülmek: gerçeklere dayanmad›¤› orta-
ya ç›kmak, savunulamayacak hâle getir-
mek
15