fakat o flimdi çok uzak olan Napata’da. San›r›m küçük bir or-
duya sahiptir.
– Ey Firavun, rüyam›n tümü bu de¤il. ‹ki tablo gördüm. Bi-
rinde Rames Tep’i ele geçiriyordu, seni öldürüyordu ve beni
efli olarak al›yordu. ‹kinci tablo, senin ve ordunun Güney Ka-
p›s›’nda onunla karfl›laflt›¤›n›, onu öldürdü¤ünü ve Kefl Kral-
l›¤›’n› ele geçirerek M›s›r ad›na orada egemen oldu¤unu gös-
teriyordu.
– Söyle bana, bu rüyalardan hangisini izleyelim, ey Krali-
çe. Çünkü ikisi birden do¤ru olabilir mi?
– Ben nas›l bileyim Firavun? Fakat Kaku burada. O bir bü-
yücüdür. Olguyu ayd›nlatabilir.
– Bu ifl benim için pek güç! dedi Kaku.
Fakat Kraliçe’nin, üzerine dikilmifl ›fl›ldayan gözlerinin
kendisini iste¤ine uygun flekilde konuflmaya zorlad›¤›n› du-
yumsad›.
– ‹kinci rüyan›n do¤ru oldu¤unu düflünüyorum, dedi. Or-
dunuzla Güney Kap›s›’na gitmelisiniz.
– ‹ki y›l M›s›r’› yönettim ve üç savafl yapt›m, dedi Abi. Su-
riye halk›na karfl› bir savafl, çöl halk›na karfl› bir savafl ve
afla¤› ülkelerin halk›na karfl› bir savafl. ‹lerlemifl yafl›mda Kefl
halk›na karfl› bir savafl yapmam gerekir mi? B›rak›n Rames
istedi¤i gibi gelsin, ben onu burada Tep’in kap›lar›nda asar›m.
– Hay›r, Firavun, dedi Kaku. Onu Tep’ten binlerce mil
uzaktaki çölde asmal›s›n›z. Bu Tanr›lar›n emridir.
– Tanr›lar konufltu, dedi Kraliçe. fiimdi Firavun, Güney
159