Oysa Sabah Y›ld›z›, kocas› Prens Abi’yle binlerce mil uzakta.
Sen bir büyücüsün. Git, yoksa rahiplere seni alevlerin içine
atmalar›n› emredece¤im.
Bunun üzerine Tua, giysisinin gö¤sünü açt› ve Yaflam ‹fla-
reti’ni gösterdi.
– Amen rahiplerinin, bu kutsal niflan› görünce beni alevle-
rin içine atacaklar›n› san›yor musun? diye sordu.
– Bir fley üzerinde yalan söyleme gücün varsa, her fley
üzerinde de öyle yapma gücün vard›r. Kraliçe’nin güzelli¤ini
çalabilen sen, Tanr›’n›n iflaretini de çalabilirsin.
– Söyle Rames, parma¤›ndaki bu yüzü¤ü sen çald›n m›,
yoksa onu sana Kraliçe mi verdi? fiu elindeki serçe parma¤›-
n› nas›l yitirdin? Onu Tep’teki tap›na¤›n havuzunda bir timsah
›s›rmad› m›?
Rames bir fley söylemiyordu.
– Dad›, dedi Tua. M›s›r Kraliçesi oldu¤uma onu inand›ra-
m›yorum. Sen inand›rmaya çal›fl›r m›s›n?
Asti kara çarflaf›n› çözdü, peçesi ayaklar›n›n dibine düfltü.
Rames bir 盤l›k att›.
– Annem! Senin Memfis’te öldü¤ünü söylemifllerdi bana!
– Evet, dedi Asti. Ben annenim, bu da seni sevdi¤i için çö-
lün tehlikelerine iki y›l korkusuzca karfl› koyan M›s›r Kraliçe-
si’dir. fiimdi inan›yor musun?
– Evet, dedi Rames. ‹nan›yorum.
* * *
153