ler bu limana u¤rard›.
Passepartout, umutsuz ve bitkin bir hâlde sokaklarda bafl›-
bofl dolaflmaya bafllad›. Yan›nda çok az paras› vard›. Yoko-
hama’daki ‹ngiliz ya da Frans›z Konsoloslu¤u’na gitmeyi dü-
flündü, ama önce baflka yollar denemeliydi.
Bu düflünceyle kentin merkezine do¤ru yürüdü. Caddeler,
gelip giden insanlarla doluydu. Hava kararm›flt›.
Çok aç ve yorgundu. Neyse ki biraz pilav yiyebilece¤i sa-
de görünümlü bir lokanta buldu. Karn›n› doyunca, oradan na-
s›l ayr›laca¤›n› düflünmeye koyuldu.
Amerika’ya gidecek gemilerde aflç›l›k ya da uflakl›k ifli bul-
maya çal›flacakt›. Hemen limana do¤ru yürümeye bafllad›.
Ama yolda, gözü bir palyaçonun gezdirdi¤i büyük bir ilana
tak›ld›:
40
5- 80 günde 28/03/2008 16:58 Page 40
