York’a ilk trenin ne zaman kalkaca¤›n› sormak oldu. Tren, ak-
flam saat alt›da hareket edecekti. Akflama dek Kaliforniya’da
geçirilecek uzun bir gün onlar› bekliyordu. Hemen bir araba
kiralay›p otele do¤ru yola koyuldular.
San Francisco, villalar›, kiliseleri, saraylar kadar büyük ma-
¤azalar›yla oldukça geliflmifl bir kentti. Caddelerde otobüs,
araba ve tramvay trafi¤i vard›. Kalabal›k kald›r›mlar, Ame-
rikal›, Çinli ve K›z›lderililerle dolup tafl›yordu.
Otelde yapt›klar› kahvalt›dan sonra Bay Fog, pasaportunu
onaylatmak üzere Auda’yla birlikte ‹ngiliz Konsoloslu¤u’na
do¤ru yola ç›kt›.
Konsolosluktan henüz ç›km›fllard› ki Bay Fix karfl›lar›nda
beliriverdi! Dedektif, abart›l› bir hayretle konuflmaya bafllad›:
— Nas›l olur? Pasifik’i ayn› gemiyle geçti¤imiz hâlde kar-
fl›laflmamam›z çok flafl›rt›c›. Size çok fley borçluyum. ‹flim ge-
re¤ince Avrupa’ya dönmem gerekiyor. Umar›m bu yolculukta
da birlikte oluruz.
Bay Fog, so¤uk bir tav›rla;
— Bu fleref bana ait, diyerek yoluna devam etmek istedi
ama Fix nazikçe sordu:
— Bu San Francisco denilen garip kenti sizinle dolaflmama
izin verir misiniz?
Bayan Auda’n›n yan›nda nezaketsizlik etmek istemeyen Bay
Fog, bunu kabul etti.
Böylece birlikte Montgomery Caddesi’ne do¤ru yürüdüler.
Her zaman tramvaylarla dolu olan caddenin ortas›nda o gün
ellerinde pankart tafl›yan bir kalabal›k vard›. Bayraklar ve
flamalar rüzgârda uçufluyordu. Balkonlardan sarkan insanla-
46
5- 80 günde 28/03/2008 16:59 Page 46
