Hull, sandal›n burnunda tetikte duruyordu. ‹lk at›fl› o yapacak-
t›. Balina, k›rm›z› böceklerin renklendirdi¤i sularda kendi hâ-
linde dolafl›yordu.
Kaptan Hull, tek sandalla ava ç›kman›n tehlikeli ve güç ol-
du¤unu biliyordu. Dümendeki Howik’i uyard›.
– Hayvan› ürkütmeyelim Howik, usulca yaklaflal›m! Koku-
muzu almamas› için rüzgâr› önümüze almal›y›z...
Tayfalar küreklere as›ld›lar. Kay›k sessizce ilerliyordu. Ba-
linaya yaklaflm›fllard›. Kaptan Hull:
– Kürekleri usul usul çekin, dedi. Hayvan bizi sezinledi ga-
liba... Sessiz ve yavafl!...
‹ki yüz metre yak›na gelmifllerdi. Howik kuyruktan uzak
durmaya çal›fl›yordu. Kaptan Hull, z›pk›n› haz›rlam›fl bekli-
yordu. Z›pk›na ba¤l› ip tomar› bir köflede duruyordu.
– Arkadafllar haz›r olun!...
Tayfalar dikkat kesilmifllerdi. Her biri, üzerine ald›¤› göre-
vi yapmaya haz›rland›.
– Biraz daha yaklafl!...
fiimdi balinan›n üç metre yak›n›nda bulunuyorlard›. Hay-
van k›m›ldamadan duruyordu. Kaptan Hull, “Acaba neden k›-
m›ldam›yor?” diye düflündü. Ama kaybedilecek zaman yoktu.
Z›pk›n› elinde flöyle bir teraziledi ve bütün gücüyle savurdu.
Ayn› zamanda:
– Geriye! Geriye! diye ba¤›rd›.
Hemen balinadan uzaklaflmak gerekiyordu. Olanca güç-
leriyle küreklere as›ld›lar. Howik:
18