‹yileflmeye yüz tutan havalar yeniden bozulmufltu. Ama
uzun sürmedi. Paskalya adas›n› gerilerde b›rakal› çok olmufl-
tu. 5 Nisana kadar bir hayli yol alm›fllard›. Kara görünmemifl-
ti. Görünürlerde gemi de yoktu.
Sonunda, 6 Nisanda uzakta siyah bir çizgi hâlinde kara
belirdi. Sis da¤›ld›ktan sonra, daha belirgin flekilde gözüktü.
Dick Sand:
– Kara! Kara! diye ba¤›r›nca herkes koflufltu. Negoro gel-
memiflti.
‹ki saat sonra, k›y›n›n üç mil yak›n›ndayd›lar. Rüzgâr flid-
detini art›rm›flt›. Az sonra karayla aralar›nda yaln›zca bir mil-
lik uzakl›k kalm›flt›. Beyaz köpüklü k›y› görünüyordu. Buras›
küçük bir köydü.
O s›rada güvertede dolaflan Dingo, karaya bak›p havla-
maya bafllad›. Köpek bu k›y›lar› tan›yor muydu? Portekizli de
güverteye ç›km›flt›. Sararm›fl bir yüzle k›y›lar› seyrediyordu.
Huzursuzdu.
Dick Sand, koya girmeye karar vermiflti. Kayal›k bir geçit-
ten geçmek gerekiyordu. Bu onu biraz kayg›land›r›yordu; an-
cak yapacak baflka bir fley yoktu.
Hemen gereken haz›rl›klara giriflildi. On f›ç› bal›k ya¤› gü-
verteye ç›kar›lm›flt›. Dick Sand kayal›k geçitten geçerken, de-
nizin ak›nt›s›n› ya¤ dökerek önlemeyi düflünüyordu. Aksi hâl-
de kayalara bindirme tehlikesiyle karfl› karfl›yayd›lar.
Dick Sand geçidin a¤z›na gelince:
– Ya¤lar› boflalt›n! diye ba¤›rd›.
31
