vafl yavafl toparlad›. Gözleri parlad›. Gözyafllar› yanaklar›ndan sü-
züldü.
– Tanr›ya flükürler olsun. Beni unutmam›fllar. Art›k mutlu ölece-
¤im, diye söyleniyordu.
George, kendini tutamay›p:
– Hay›r, ölmeyeceksin, diye hayk›rd›.
Tom, George’un elini avuçlar›yla s›karak:
– Chole’e, beni böyle buldu¤unu söyleme, üzülür. Ruhumu çok
kolay teslim etti¤imi söyle. Herkese en iyi duygular›m› bildir.
Bu s›rada, onlar› ambar›n kap›s›ndan seyreden Legree, yapma-
c›k bir vurdumduymazl›k tak›narak, oradan uzaklaflt›. George,
onun, vicdans›z bir alçak oldu¤unu hayk›r›rken; Tom, onun zavall›
bir adam oldu¤unu söylemeye çal›flt›. K›sa bir süre sonra da, Tom,
yaflam›n› yitirdi.
George, hiç k›m›ldamadan sayg›yla oturuyordu. Aya¤a kalkt›-
¤›nda, arkas›nda duran Legree’yi gördü. Ona:
– Ondan, alabilece¤iniz her fleyi ald›n›z. Cesedine kaç para is-
tiyorsunuz? Onu götürüp kendisine yak›fl›r bir mezara gömmek is-
tiyorum, dedi.
Legree, ölü zencilerden para almad›¤›n› söyleyerek, onu istedi-
¤i yere götürebilece¤ini söyledi.
Oradaki zencilerin yard›m›yla, paltosunu arabaya sererek
Tom’un cesedini yat›rd›. Kendini alamayarak, Legree’ye, yapt›klar›
için mahkemeye baflvuraca¤›n› söyledi. Genç adam, bu sözleri zo-
rakî bir alayla karfl›layan Legree’yi; hiçbir fley kan›tlayamayaca¤›n›
söyledi¤inde, öfkesini tutamayarak bir güzel dövdü.
Araba uzaklafl›rken Legree, kendini döven bu adama sayg› du-
yuyordu. George, çiftli¤in s›n›rlar› d›fl›nda kumluk bir tepeye Tom’u
kendi paltosuyla gözyafllar› içinde gömdü. Ona, köleli¤in kalkmas›
için savaflaca¤›na dair söz verdi.
Öykümüzün sonuna geldik. George Harris’le Elisa befl y›ld›r öz-
gür yafl›yorlard›. Emily adl› bir k›zlar› olmufltu. George Harris çal›-
flarak ailesinin geçimini sa¤l›yordu. Henry çok iyi bir ö¤renciydi.
94