– fiu meflhur topun tam yirmi befl metre uza¤›na z›rh›m›
koyaca¤›m. Evet, yaln›zca yirmi befl metre. Ne uzak ne de
daha yak›n! Üstelik z›rh›n arkas›nda da ben duraca¤›m. Hod-
ri meydan. Bay Barbicane atefl etsin de, flu Ay’a gülle gönde-
recek topun marifetini görelim.
Barbicane art›k sabredemedi. Kendisine bu konuda soru
soran gazetecilere k›sa bir demeç verdi:
– Kaptan z›rh›n önünde dursa da atefl etmem...
Bu yan›t, kaptan› deliye döndürdü. Art›k dayanam›yordu.
Baflkan›nsa, bafl›n› kafl›yacak vakti yoktu. Bu kuru gürültüye
hiç önem vermedi. Hatta söylentileri bile duymad›.
Topçular Derne¤i ünlü bildirisini yay›mlay›p da üç yüz
metre boyunda bir namludan söz edince, Kaptan Nicholl öy-
le öfkelendi ki, k›zg›nl›¤›ndan ne yapaca¤›n› bilemedi. ‹flte
kendisinin bafl düflman› bildi¤i topçular, bir baflar› daha ka-
zanm›fllard›.
Çok büyük bir esere bafll›yorlard›. Amans›z düflman› oldu-
¤u topçulara karfl›, bir z›rhç› olarak kendisi de bir fleyler yap-
mal›yd›. Ne yap›p etmeli, topçulardan daha üstün oldu¤unu
kan›tlamal›yd›.
On bin kiloluk bir mermi!... Üç yüz metrelik namlu!... E¤er
bunlar gerçekleflirse kaptan iflâs etmifl demekti. Uzun y›llar-
dan beri sürdürdü¤ü mücadeleyi kaybetmifl, topçular›n üstün-
lü¤ünü kabul etmifl olurdu.
O zaman yapaca¤› ilk ifl, Barbicane ve adamlar›n›n bütün
giriflimlerini elefltirmek, bu giriflimin bir safsatadan baflka bir
122
