kalacakt›. Dick Sand, bulutlar›n y›¤›ld›¤› ovan›n bitiminde ka-
ralt›lar fark etmiflti. ‹çinden, “Umar›m, bunlar yamyam köyleri
de¤ildir!” diye düflündü. Karalt›lar› Tom’a gösterdi.
– fiuradakiler nedir acaba Tom?
Yafll› adam da bakt›, ama ne olduklar›n› anlayamad›.
– Gidip bir bakmak gerek! dedi.
Dick Sand, kofla kofla o yana gitti. Çok geçmeden soluk
solu¤a geri döndü:
– Gelin! Gelin! diye seslendi... Yerli kulübeleri diye kork-
mufltum, ama de¤ilmifl!...
Ya¤mur alt›nda son bir çabayla o yana do¤ru yürüdüler.
Kulübeyi and›ran toprak tümseklerdi bunlar... Dev kar›ncala-
r›n yuvalar›yd›. Hercule, b›ça¤›n› sokarak kocaman bir deli¤i
geniflletmeye bafllad›. Bir insan›n girebilece¤i kadar büyüttü.
Birer birer içeriye girdiler. Böcek uzman› Bay Benedict çevre-
yi iyice inceledi. Kar›ncalara rastlayamad›lar. Nereye gitmifl-
lerdi acaba?
* * *
Ya¤mur aral›ks›z ya¤›yordu. Feneri yakt›lar. Yan duvarlar
irili ufakl› deliklerle doluydu. Çok geçmeden ya¤mur sular›
içeri girmeye bafllam›flt›. D›flar›ya aç›lan deli¤i kapayamaz-
lard›. Baflka hava alacak yer yoktu. Islanan topra¤› efleleme-
ye bafllad›lar. Böylece çamur hâline gelmesini önlemifl olu-
yorlard›.
Bütün bu kötü koflullara karfl›n, kendilerini yine de flansl›
saymalar› gerekirdi. Ya kar›ncalar yuvada olsayd›? Acaba ne-
50