r›yor. Sizi merak ediyor, ona nas›l anlataca€›m› da bilemiyorum ki.
Böyle giderse, ölür.”
Matt’in söyledikleri do€ruydu. Beyaz Difl yemeyi kesmifl, canl›-
l›k belirtilerini yitirmifl ve sürünün bütün köpeklerinin onu itip kak-
mas›na ses ç›karmaz olmufltu. Kulübede soban›n yan›nda serili
yat›yor, ne önüne konan yiyece€e, ne Matt’e ne de hayat›n kendi-
sine ald›r›yordu. Matt onunla nazikçe de konuflsa, ba€›r›p ça€›rsa
da fark etmiyordu; arada bir cans›z gözlerini adama çevirip sonra
bafl›n› tekrar ön ayaklar›n›n üzerine b›rakmaktan baflka bir fley
yapt›€› yoktu.
Derken, bir gece Matt dudaklar›n› oynatarak ve kendi kendine
m›r›ldanarak kitap okudu€u bir s›rada Beyaz Difl’in ç›kard›€› c›l›z
bir iniltiyle irkildi. Hemen aya€a kalkt›, kap›ya döndü ve pür dikkat
dinlemeye bafllad›. Bir dakika sonra Matt ayak sesleri duydu. Kap›
aç›ld› ve Weedon Scott içeri girdi. ‹ki adam el s›k›flt›lar. Scott’un
gözleri oday› tarad›.
“Kurt nerede?” diye sordu.
O anda az önce yatmakta oldu€u yerde soban›n yan›nda ayak-
ta duran hayvan› fark etti. Yine öteki köpekler gibi koflturup üzeri-
ne atlamam›flt›. Durmufl izliyor ve bekliyordu.
“fiuna bak ya!”diye ba€›rd› Matt. “Nas›l da kuyruk sall›yor.”
Weedon Scott h›zl› ad›mlarla ona do€ru yürürken, ayn› zaman-
da onu da yan›na ça€›r›yordu. Beyaz Difl f›rlamad› ama yine de ça-
buk ad›mlarla ilerledi. Daha yeni kendine geliyordu. Sahibine yaklafl-
t›kça gözlerinde garip bir ifade belirdi. Bir fleyler, kelimelerle anlat›-
lamayacak yo€unlukta bir duygu gözlerinde ›fl›k olmufl parl›yordu.
“Siz burada yokken bana hiç böyle bakmad› bu hayvan.” diye
söylendi Matt.
Ama Weedon Scott bir fley duyacak hâlde de€ildi. Dizlerinin
üstüne çökmüfl, Beyaz Difl’le yüz yüze gelmifl, onu okflamaya bafl-
lam›flt› kulaklar›n›n dibini ovuflturuyor, boynundan omzuna kadar
uzun hareketlerle tüylerini s›vazl›yor, omurgas›n› parmak uçlar›yla
hafif hafif okfluyordu. Beyaz Difl’se karfl›l›k olarak h›r›lt›yla tempo
92