rak, kuflkuyla inceledi; bütün vücudu yay gibi gerilmifl ve düflman-
ca bir hareketin ilk iflaretini al›r almaz hemen f›rlamaya haz›r du-
rumdayd›. Ceza hâlâ erteleniyordu. ‹nsan yaln›zca burnunun ucu-
na do€ru bir et parças› uzat›yordu, o kadar. Bu ette yanl›fl olan bir
fley de gözükmüyordu. Ama o yine de kuflku içindeydi; el k›sa, da-
vetkâr hareketlerle eti ona sunmas›na ra€men, almay› reddetti. ‹n-
sanlar çok ak›ll› olurlard›, o zarars›z görünen et parças›n›n ard›nda
nas›l bir hainli€in ustal›kla gizlenmifl oldu€unu bilinmezdi. Geçmifl-
teki deneyimlerinde, hele K›z›lderili kad›nlar›yla yaflad›€› deneyim-
lerde et ile ceza aras›nda felaket getiren bir iliflki olurdu hep.
Sonunda insan eti Beyaz Difl’in ayaklar›n› dibine, kar›n içine
f›rlatt›. Beyaz Difl gözlerini ete çevirmeden dikkatle koklad›. Eti
koklarken, bir yandan da gözleri Scott’un üzerindeydi. Bir fley ol-
mad›. Eti a€z›na al›p yuttu. Yine bir fley olmad›. ‹nsan ona bir et
parças› daha uzatt›. Elinden al›p yemeyi yine reddetti; et yine yere
at›ld›. Bu böyle defalarca tekrarland›. Ama bir zaman geldi, art›k in-
san eti yere atmak istemedi. Elinde tutarak, ona do€ru ›srarla uza-
t›yordu. Et iyi bir etti do€rusu, Beyaz Difl de açt›. Ad›m ad›m, son-
suz bir ihtiyatla adam›n eline do€ru yaklaflt›. Sonunda eti elinden
yemeye karar verdi€i bir an gelip çatt›. Gözlerini efendinin üzerin-
den bir an olsun ay›rmadan, kulaklar›n› geriye yat›rarak bafl›n› öne
do€ru uzatt›; ensesindeki tüyleri elinde olmadan kabard›. G›rtla€›n-
dan, kendisine herhangi bir numara yap›lmamas› için uyar› anla-
m›nda bo€uk bir h›rlama sesi yükseliyordu. Eti yedi, bir fley olma-
d›. Böylece parça parça derken, bütün eti yedi bitirdi; yine bir fley
oldu€u yoktu. Ceza hâlâ erteleniyordu.
Eti bitirdikten sonra, yalanarak bekledi. ‹nsan konuflmaya de-
vam etti. Sesinde flefkat vard›: Beyaz Difl’in hiç tatmad›€› bir flef-
kat. Onun içinde yine daha önce hiç tan›mad›€› duygular uyand›r›-
yordu. Tuhaf bir tatmin duygusu yafl›yordu; sanki eksik kalan bir ih-
tiyac› karfl›lan›yor, varl›€›ndaki bir boflluk dolduruluyordu. Derken
içgüdüsünün k›flk›rtmacas› ve geçmifl deneyimlerinin uyar›lar›
devreye girdi. ‹nsanlar çok kurnaz olurlard›, onlar›n emellerine
84