›fl›lt›lar›yla dolmufltu. Art›k Yak›fl›kl› Smith’den yedi€i dehfletli da-
yaklar› aratmayacak bir daya€› bekleyebilirdi.
“Hey! Ne yap›yorsun sen?”, diye ba€›rd› Scott.
Matt kulübeye dal›p bir tüfekle geri gelmiflti.
“Hiç,” dedi a€›r a€›r. “Onu öldürmek bana düfler.”
“Hay›r, öldürmeyeceksin!”
“Evet, öldürece€im. Seyredin.”
“Ona bir flans verelim, demifltin. Tamam, verelim öyleyse. Da-
ha flimdi bafllad›k, ifli hemen bafl›nda b›rakamay›z. fiuna baksana
bir!”
Kulübenin köflesine yak›n bir yerde, on metre kadar uzakta Be-
yaz Difl insan›n kan›n› donduran bir vahflilikle h›rl›yordu, ama
Scott’a de€il, k›zak sürücüsüne.
“Vay can›na, yahu!”, diye hayretle ba€›rd› k›zak sürücüsü.
“Zekây› görüyorsun, de€il mi?”, diye devam etti Scott heyecan-
la. “Ateflli silahlar› senin kadar tan›yor. Bu hayvan çok zeki, bizim
de bu zekâya bir flans vermemiz gerek. Kald›r flu silah›.”
“Tamam, bunu ben de istiyorum.” diyen Matt silah› odun y›€›-
n›na dayad›.
O anda birden, “fiuna bakar m›s›n!” diye ba€›rd› heyecanla.
Beyaz Difl sakinleflmifl ve h›rlamay› kesmiflti. “Bu incelemeye
de€er. ‹zle bak.”
“Haydi, bu da oyun olsun, bakal›m.”
Matt tüfe€i yeniden eline alarak, yavafl yavafl omzuna do€ru
kald›rmaya bafllad›. Bu hareketle birlikte Beyaz Difl’in h›rlamas› da
bafllad›. Hareket ilerledikçe onun h›rlamas› da fliddetlendi. Tüfek
tam omuz hizas›na gelmek üzereyken, yana do€ru bir s›çray›flla
bir anda kulübenin arkas›nda kayboluverdi. Matt karlar›n üzerinde
az önce Beyaz Difl’in bulundu€u yerdeki bofllu€a bakakald›.
Tüfe€i yavaflça yere indiren k›zak sürücüsü dönüp patronuna
bakt›.
“Size kat›l›yorum, Bay Scott. Bu köpek öldürmemeyi gerektire-
cek kadar zeki.”
82
