– Benim gidece¤im yer belli. Ömrüm boyunca öyle çok
günah iflledim ki. Okuldan kaçt›m, istenmeyen fleyler yapt›m.
Sid gibi iyi bir çocuk olamad›m. Yani, olmak istemedim. E¤er
buradan kurtulursam uslu bir çocuk olaca¤›m.
– Sen mi kötüsün? Benim yan›mda melek gibi kal›rs›n.
Ben de senin kadar uslu olabilseydim...
Tom, sevinçten bo¤ulacak gibi konufltu:
– Baksana Huck, köpek bize dönük ulumuyor.
Huck, rahat bir soluk ald›.
– Daha önce de s›rt› bize dönük müydü?
– San›r›m öyleydi. Heyecandan bakamad›k. Acaba kimin
bafl›na gelecekleri haber veriyor?
Uluma durmufltu. ‹kisi de duyduklar› sesle irkildiler.
– Suss! Bu ses de neydi?
– Domuz homurtusu mu? Hay›r, horultu bu.
– Nereden geliyor?
– Galiba karfl› taraftan. Babam bazen orada domuzlarla
birlikte uyurdu. Ama, o buralara dönemez art›k.
– Ben önden gitsem, gelir misin Huck?
– Pek de gönüllü de¤ilim Tom. Orada yatan K›z›lderili Joe
olabilir.
Duydu¤u bu ad, Tom’u titretmiflti. Ama, serüven tutkusu
a¤›r bast›¤›ndan, ikisi de sesin kayna¤›n› araflt›rma konusun-
da anlaflt›lar. Horultu kesilirse, tabana kuvvet oradan uzakla-
flacaklard›.
42