On dakika geçti. Kral›n çal›flma odas›n›n kap›s› aç›l-
d›. Trémolle Dükü ç›kt›. Tréville’in yan›na gelerek:
– M. Tréville! Majesteleri beni aratmak için adam
göndermifl, dedi. Dün sabah, kona¤›mdaki olaylar›n na-
s›l ortaya ç›kt›¤›n› ö¤renmek istemifl. Ben kendisine ger-
çe¤i söyledim. Suç adamlar›mda. Sizden özür dilemeye
haz›r›m. Özürlerimi kabul edin ve her zaman dostlar›n›z-
dan biri olarak kalaca¤›ma inan›n...
M. Tréville:
– Sizi tan›yorum dük, dedi. Bu yüzden, kral›n yan›n-
da sizden baflka bir savunucunun bulunmamas›n› iste-
mifltim. Görüyorum ki yan›lmam›fl›m. Fransa’da hâlâ si-
zin gibi insanlar bulundu¤u için de mutluyum.
Kral:
– Ah, siz yok musunuz Tréville? Nerede silâhflorlar›-
n›z? Evvelki gün onlar› bana getirmenizi söylemifltim.
Niye getirmediniz?
– Silâhflorlar›m afla¤›da efendimiz. La Chesnaye on-
lar› buraya ç›kartacak.
– Evet evet. Hemen getirtin onlar›. Saat neredeyse
sekize geliyor. Saat dokuzda da birini bekliyorum. Siz gi-
debilirsiniz dük. Siz buyurun Tréville!
Dük, selâm vererek ç›kt›. Kap› aç›ld›¤›nda üç silâh-
flor ve D’Artagnan merdivenin bafl›nda göründüler. Kral
onlar› görünce:
– Giriniz dostlar›m, giriniz! dedi. Size davran›fllar›n›z
70