serüven
adverb
(edvö:b)zarf (gram)
advertisement
(ıdvö:tizmınt)
ilan, reklam
advice
(ıdvays) nasihat, öğüt
advise
(ıdvayz) tavsiye
etmek, akıl verme
Aegean
(i:ci:ın) Ege (denizi)
aerial
(e:rıil) anten
aeroplane
(eırıpleyn) uçak
affair
(ıfe:) iş ,mesele,macera
affect
(ıfekt) tesir etmek, etki-
lemek, olay, ilişki
affection
(ıfekşın) sevgi, düş-
künlük
afford
(ıfo:d) bir şeyi yapmak
veya almak için parası, zama-
nı, vs. olmak
afloat
(iflot) su üstünde yüzer
durumda
afraid
(ıfreyd) korkmuş, kor-
kan
Africa
(efrikı) Afrika
African
Afrikalı
after
(aftı) sonra, arkasından
She’ll come after five o’clock.
Saat beşten sonra gelecek. It
rained day after day. Günlerce
yağmur yağdı.
again
(ıgen, ıgeyn) tekrar, yine
I told him again and again not
to go there. Ona oraya git-
memesini tekrar tekrar
söyledim.
It’s getting cold again. Hava
yine soğuyor.
Don’t say it again! Onu tekrar
söyleme (tekrarlama)
!
against
(ıgenst, ıgeynst) kar-
şı, aleyhinde
I have nothing against you.
Size karşı hiçbir şeyim (kinim)
yok. Please, stand against the
wall. Lütfen, sırtını duvara
dayalı dur. He is against us. O
bize karşıdır.
age
(eye) yaş / çağ
agency
(eycınsi) acentelik,
temsilcilik
agent
(eycınt) acente, ajans,
temsilci
aggressive
(ıgresiv) saldır-
gan, kavgacı
agile
(ecayl) çevik, atik, faal
ago
(ıgou) önce I was here
two years ago. İki yıl önce bu-
radaydım.
agony
(egıni) eziyet, can çe-
kişme
agree
(ıgri:) uyuşmak, razı ol-
mak, aynı fikirde olmak
agriculture
(egrikalçı) tarım
ahead
(ıhed) ileride, önde
aid
(eyd) yardım / yardım et-
mek
aim
(eym) amaç / amaç edin-
-13-
aim
