a
(i, ey) (herhangi) bir/harfi
tarif (gram).
aback
(ıbek)
taken back
şa-
şalamış, afallamak
abandon
(ıbendın) terk et-
mek, bırakmak
abbreviation
(ıbriıvieyşın) kı-
saltma
abdomen
(abdımm) karın
abduct
(abdakt) kaçırmak
abhor
(abho:) nefret etme,
iğrenmek
abdicate
(abdikeyt) bırakmak,
tahtı terk etmek
ability
(ıbiliti) yetenek, iktidar,
kabiliyet
able
(eybıl) yapabilen, yete-
nekli
abnormal
(ebno:mıl) anormal,
acayip, garip
aboard
(ıbo:d) gemide,
gemiye
abolish
(ıboliş) yürürlükten
kaldırmak
A-bomb
(eybam) atom bom-
bası
abound
(ıbaund) bol olmak,
dolu olmak
about
(ıbaut) hakkında / aşağı
yukarı / civarında, üzere
It’s
about five o’clock. Saat
yaklaşık beştir.
They are playing about in the
garden.
Bahçede sağda solda oynu-
yorlar.
It’s about to rain. Yağmur yağ-
mak üzeredir.
She lives somewhere about
here.
Buralarda bir yerlerde otu-
ruyor.
What is the story about?
Hikâye ne hakkındadır?
What about you?
Ya sen? Sen ne yapacaksın?
How about going fishing?
Balığa gitmeye ne dersin?
above
(ıbav) üstünde, yukarı-
daki, üzerinde
The bird were
flying above us.
Kuşlar başımızın üstünde
uçuyorlardı.
The temperature is above zero.
Isı sıfırın üzerindedir.
This book is above her. Bu
onun anlayabileceği bir kitap
değil.
above all
(ıbavol) herşeyden
önce
A
