blush
(blash) utanmak / kı-
zarmak (utanç)
boar
(bo:r) yaban domuzu
board
(bo:d) tahta / yemek
(pansiyonda) / idare meclisi
boarder
(bo:dı) pansiyon ki-
racısı, yatılı öğrenci
boarding house
(bording
haus) pansiyon
boarding school
(bording
sku:l) yatılı okul
boast
(boust) övünmek
boastful
(boustful) övünücü,
kendini beğenmiş
boat
(bout) sandal, kayık, ge-
mi
body
(bodi) vücut, beden
bodyguard
(badiga:d) koru-
ma, güvenlik görevlisi
bogus
(bougıs) sahte, düzme,
taklit
boil
(boyıl) kaynama / kayna-
mak, haşlamak
bold
(bould) cesur, atılgan,
küstah / çarpıcı
boldly
(bouldli) cesurca, küs-
tahça, /çarpıcı bir şekilde
bolt
(boult) civata, kapı sür-
güsü / kaçmak, tüymek
bomb
(bom) bomba /
bombalamak
bond
(bond) senet, bono /
ilişki, bağ
bone
(bon) kemik
bonfire
(bonfayr) kamp ateşi,
meydanda yakılan ateş
bonus
(bounıs) ikramiye
bony
(bouni) kemikli
boo
(bu:) yuhalamak
book
(buk) kitap /(yer, vs.)
tutmak, bilet almak, yer ayırt-
mak
bookcase
(bukkeys) kitap rafı
booklet
(buklıt) kitapçık, broşür
bokseller
(bukselı) kitapçı
bookshop
(bukşop) kitapçı
dükkânı
bookstall
(buksto:!) kitap ser-
gisi
boomerang
(bumıreng) av
için kullanılan kıvrık sopa
boost
(bu:st) arttırmak / des-
teklemek, iteklemek
boot
(bu:t) ayakkabı, çizme
booth
(bu:t) baraka, telefon
kulübesi
bootlace
(bu:tleys) ayakkabı
bağı
border
(bo:dı) sınır / kenar /
sınırlandırmak
borderline
(bo:dılayn) şüphe-
li, sınırda
bore
(bo:) usandırmak, sık-
mak/ usandırıcı şey
boredom
(bo:dım) can sıkın-
tısı
boring
(bo:ring) can sıkıcı
born
(bo:n) doğmuş
-25-
Bosphorus