borrow
(borou) borç almak
Bosphorus
(bosfırıs) Boğaziçi
boss
(bos) patron
bossy
(bosi) patronluk tasla-
yan
both
(bout) her ikisi de, her iki
bother
(bodı) taciz etmek,
canını sıkmak/zahmet etmek
bottle
(botıl) şişe
bottom
(botım) dip / kıç / alt
bounce
(bauns) sıçramak, zı-
plamak / zıplatmak, sektirmek
bow
(bau) eğilme / eğilmek,
eğilerek selamlamak
bowl
(boul) kâse, çanak
box
(boks) kutu / loca / san-
dık/boks yapmak
boxer
(boksır) boksör
boxing
(boksing) boks
boy
(boy) çocuk, oğlan
boyfriend
(boyfrend) erkek
arkadaş
boy scout
(boy skaut) izci
bra
(bra:) sutyen
bracelet
(breyslıt) bilezik, ke-
lepçe
bracket
(brekit) parantez /
parantez içine almak, dayanak
brag
(breg) övünmek
braid
(breyd) örgü, saç örgüsü
brain
(breyn) beyin, dimağ,
akıl
brainless
(breynlıs) ahmak,
beyinsiz
brake
(breyk) fren, fren yap-
mak
branch
(bra:nç) dal / şube
brand
(brend) damga / marka,
çeşit
brand new
(brendniyu:) yep-
yeni
brass
(bras:) pirinç (maden)
brave
(breyv) cesur, yiğit
bravo
(bra:vou) bravo, aferin
Brazil
(brızil) Brezilya
Brazilian
(Brezilyın) Brezilyalı
bread
(bred) ekmek
break
(breyk) kırmak, kırılmak
/ bozmak / kopmak, koparmak
/ ara, mola
breakdown
(breykdaun) bo-
zulma, arıza
breakfast
(brekfıst) kahvaltı
breast
(brest) göğüs, meme
breath
(bret) nefes, soluk
breathe
(bri:d) nefes almak,
solumak
breathtaking
(bretteyking)
nefes kesen, heyecan verici
breed
(bri:d) soy, nesil /
doğurmak, üretmek
breeze
(bri:z) meltem, hafif
esinti
bribe
(brayb) rüşvet / rüşvet
vermek
brick
(brik) tuğla
bride
(brayd) gelin
bridegroom
(braydgrum) gü-
-26-
boss