dad, daddy
(ded, dedi)
babacığım
dagger
(degı) hançer
daily
(deyli) günlük
dairy
(deiri) sütten yapılma /
mandıra, sütçü
daisy
(deyzi) papatya
dam
(dem) baraj
damage
(demic) hasar, zarar,
zarar vermek
damn
(dem) küfür / lanetle-
mek
damp
(demp) nemli, rutubetli
/ nemlendirmek
dance
(dans) dans etmek /
dans
dancer
(da:nsı) dansçı
dandruff
(dendraf) kepek
danger
(deyncı) tehlike
dangerous
(deyncırıs) tehli-
keli
Danish
(deniş) Danimarkaca
dare
(de:) cüret etmek,
cesaret etmek
dark
(da:k) karanlık / koyu /
esmer
darken
(da:kın) karartmak
darkness
(da:knıs) karanlık
darling
(da:ling) sevgili
dash
(deş) atılma, hamle/
imlada tire işareti (-), atmak,
fırlatmak
dashboard
(deşbo:d) arabada
kontrol paneli
data
(deytı.) olaylar, gerçek-
ler, veriler
date
(deyt) tarih / tarihini
atmak / hurma / buluşma,
randevu
daughter
(do:tı) kız evlat
dawn
(do:n) şafak, tan, güne-
şin doğuşu
day
(dey) gün, gündüz
daylight
(deylayt) gün ışığı,
gündüz
dead
(ded) ölü, ölmüş
deadly
(dedli) amansız, müt-
hiş / öldürücü
deaf
(def) sağır
deal
(di:l) vermek, dağıtmak /
uğraşmak, ilgilenmek
dear
(diı) sevgili / değerli,
pahalı
D