her / (her) ikisi
elbow
(elbou) dirsek
elder
(eldi) daha yaşlı olan
(ailede)
elect
(ilekt) seçmek
election
(ilekşın) seçim
electric
(ilektrik) elektrikli
electrician
(ilektrişın) elekt-
rikçi
electricity
(ilektrisiti) elektrik
elegance
(eligıns) zerafet
elegant
(eligınt) zarif, şık
element
(elımınt) element,
öge, unsur
elementary
(elimentri) ilk,
başlangıç
elephant
(elifınt) fil
elevator
(eliveytı) asansör
eleven
(ilevin) on bir
eliminate
(ilimineyt) çıkarmak,
kaldırmak
else
(els) başka, diğer
embarrass
(imberıs) şaşırtıp
utandırmak / rahatsız etmek
embarrassed
(imberıst) utan-
mış
embassy
(embısi) sefaret,
elçilik
embrace
(imbreys) kucakla-
mak, sarılmak
emerald
(emrıld) zümrüt
emergency
(imö:cınsi) ani
tehlike, acil durum
emigrate
(ımigreyt) göçmek,
göç etmek
emit
(imit) (ses, ışık, sıvı) gön-
dermek, vermek
emotion
(imouşın) duygu,
heyecan
emperor
(empırı) imparator
empire
(empayı) imparatorluk
employ
(imploy) iş vermek
employee
(imployi:) işçi,
memur, çalışan
employer
(imployi) patron,
işveren
empress
(emprıs) İmparato-
riçe
empty
(empti) boş / boşaltmak
enable
(ineybıl) mümkün
kılmak / yetkilendirmek
encounter
(inkauntı) karşı-
laşmak
encourage
(inkarıc) cesaret
vermek, teşvik etmek
encyclopedia
(insayklıpi:diı)
ansiklopedi
endanger
(indeyncı) tehlikeye
atmak, sokmak
endless
(endlıs) sonsuz
enemy
(enimi) düşman
energetic
(enıcetik) enerjik
-55-
energetic