dirt
(dö:t) kir
dirty
(dö:ti) kirli
disabled
(diseybıld) sakat
disadvantage
(disıdvantic)
dezavantaj, sakınca
disagree
(disıgri:) uyuşma-
mak, aynı fikirde olmamak
disappear
(disıpil) gözden
kaybolmak
disappoint
(disıpoynt) hayal
kırıklığına uğramak
disaster
(diza:stı) felaket
discharge
(disça:c) boşalt-
mak / işten çıkartmak
discipline
(disiplin) disiplin/
terbiye etmek, yetiştirmek
discomfort
(diskamfıt)
rahatsızlık
disconnect
(diskınekt) bağını,
ilişkisini kesmek
discontinue
(diskıntinyu:)
son vermek, devam etmemek
discourage
(diskaric) ümidini
kırmak, cesaretini kırmak
discover
(diskavı) keşfetmek
discoverer
(diskavıri) kâşif
discovery
(diskavıri) keşif
discredit
(diskredit) güvenini
sarsmak / inanmamak
discuss
(diskas) tartışmak,
görüşmek
discussion
(dıskaşın) tartış-
ma, müzakere, görüşme
disease
(dizirz) hastalık
disgrace
(disgreys) ayıp, re-
zalet, utanç / rezil etmek,
utandırmak
disguise
(disgayz) kıyafet
değiştirme
disgust
(disgast) nefret,
iğrenme, tiksinme
disgusting
(disgasting) iğrenç
dish
(diş) yemek / yemek ta-
bağı
dishonest
(disonıst) namus-
suz, sahtekâr, dürüst olmayan
dislike
(dislayk) hoşlanma-
mak, sevmemek
disloyal
(disloyıl) vefasız
dismiss
(dismis) kovmak,
işinden çıkarmak / serbest
bırakmak
disobey
(disoubey) itaat et-
memek, emirlere uymamak
disorder
(diso:dı) karışıklık
dispatch
(dispeç) göndermek,
tamamlama / yazışma, rapor,
hız
displace
(displeys) yerinden
oynatmak, başka yere koymak
/ bir şeyin veya kimsenin yer-
ine bir başkasını getirmek
-50-
dirt
