dağıtmak, vermek
demand
(dima:nd) istek / is-
tekte bulunmak, sormak
democracy
(dimokrısi) de-
mokrasi
demolish
(dimaliş) yıkmak
demoralize
(dimorılayz) mo-
ralini bozmak, cesaretini kır-
mak
Denmark
(denma:k) Dani-
marka
dentist
(dentist) dişçi
deny
(dinay) inkâr etmek,
kabul etmemek
depart
(dipa:t) ayrılmak,
gitmek, kalkmak
department
(dipa:tmınt) şube,
kısım, bölüm
departure
(dipa:çı) ayrılma,
kalkış, yola çıkış, hareket
depend
(dipend) bağlı olmak
(on...) güvenmek
depression
(dipreşn) depres-
yon
depth
(dept) derinlik
describe
(diskrayb) tarif et-
mek, etraflıca anlatmak, ta-
nımlamak
description
(diskripşın) nite-
leme, tanım
desert
(dezıt) çöl
desert
(dizö:t) terketmek, bı-
rakıp gitmek
deserve
(dizö:v) hak etmek,
lâyık olmak
design
(dizayn) desen, model
/ çizmek / tasarlamak
desire
(dizayr) arzu /
arzu etmek, istemek
desk
(desk) okul sırası, yazı
masası, kürsü
desperate
(despırit) çılgın,
ümitsiz, umutsuz
despise
(dispayz) küçük gör-
mek, aşağılamak
despite
(dispayt) rağmen
dessert
(dizö:t) meyve veya
tatlı (yemek sonunda)
destination
(destineyşın)
gidilecek yer, varış yeri / hedef
destiny
(destini) kader, yazgı
destroy
(distroy) yok etmek,
yıkmak
detach
(diteç) ayırmak,
koparmak, sökmek
detail
(di:teil) ayrıntı
detain
(diteyn) engellemek,
alıkoymak
detect
(ditekt) keşfetmek,
meydana çıkarmak
detective
(ditektiv) dedektif
deter
(ditö:) caydırmak, vaz-
-48-
demand