ucuz: kolay elde edilen / adi, bozuk
ucuzlamak: kolayca elde edilir olmak
ucuzlatmak: kolayca elde edilir duruma ge-
tirmek
uçmak: çok sevinmek / yok olmak
uçurum: felaketli sonuç / büyük fark
uçuflmak: kendini duyurmak
ufak: önemsiz, çok az
ufuk: anlay›fl, kavray›fl, görüfl / çevre, dolay
ukde: içe dert olan fley
uflakl›k: birinin öz sayg›s› pahas›na baflka-
s›na yapt›¤› hizmet
uyand›rmak: atefli yeniden canland›rmak /
akl›n› bafl›na toplamas›n› sa¤lamak
uyan›k: aç›kgöz, kurnaz / dikkatli ve tetikte
olan / bilgili
uyan›fl: bilgisizlikten kurtulma
uyanmak: bilgisizlikten kurtulmak / gerçek-
leri anlamak, kavramak
uydu: bir fleye ba¤›ml› olan (kimse, devlet)
uygun: orant›l›, oranl›
uyku: gaflet, aymazl›k / do¤ada görülen
dinginlik
uyku tulumu: çok uyuyan kimse
uyumak: el sürülmemek, ifllem görmemek
/ fark edememek, görmemek
uyufluk: gevflek, tembel, sünepe
uyutmak: hafifletmek / unutturmak / aldat-
mak, kand›rmak
uyuz: uyufluk, p›s›r›k, miskin kimse
uyuzlaflmak: beceriksizleflmek, p›s›r›klafl-
mak / k›l›ks›zlaflmak
uyuzluk: beceriksizlik, p›s›r›kl›k / paras›zl›k
uzun boylu: uzun süre, ayr›nt›lar›yla
42
U