niz. Sizi b›rakmayacaklar. Fakat bafl›n›za bir dert aç›l›rsa,
harp› çal ve beni ça¤›r.
Bunun üzerine Kefer onlardan uzaklaflt›; kum y›¤›nlar›
aras›nda yürürken adamlar önünde e¤iliyorlard›. Onun kay-
boluflunu seyrederken, Asti:
– Kimdir bu adam? diye sordu.
Çöl adamlar›n›n bafl›:
– Size söyleyemem, dedi. Fakat bafllang›çtan beri, çölün
ve orada yaflayanlar›n efendisidir. Onun sözü üzerine kum
f›rt›nalar› ç›kar, p›narlar f›flk›r›r ve kabileler meydana gelir
ya da hepsi hiçli¤in içine batar. Onun yüce bir ruh oldu¤una
inan›yoruz.
– Teflekkür ederim, dedi Asti. Ben de onun bir ruh oldu¤u-
nu düflünüyorum; ad›n› söyleyemeyece¤im kadar büyük bir
ruh.
Çölün adamlar› haftalarca ve aylarca güneye yürüdüler.
Tua’yla Asti, develere binmifl; onlar›n ortas›nda yol al›yorlar-
d›. Bir kez da¤ insanlar› onlara sald›rd›lar; fakat yenilip geri
çekildiler. Bir kez de, çölün baflka bir halk›yla savafl yap›ld›;
fakat o halk da bozguna u¤rat›ld›. Bir kez yeflillik bir yerde
ya¤mur ya¤d›. Onlar da sonsuz kumlar üzerindeki yolculu-
klar›n› sürdürdüler. Sonunda bir gece, belirlenen bir tepenin
üzerinde konaklad›lar.
Tua’yla Asti, güneflin ilk ›fl›klar›yla d›flar› ç›kt›lar. Tepeden
afla¤›ya bak›nca; altlar›nda akan büyük bir ›rmakla -ki bu
Nil’di- Napata kentinin tap›naklar›n›, evlerini gördüler. Onlar,
145