ona bakarak flunlar› söyledi:
– Selâmlamana teflekkür ederiz; fakat amca, bizi niçin ka-
p›lar›n d›fl›nda karfl›lamad›n? Valiyi, kentin kap›lar› d›fl›nda
bulaca¤›m›z› ve kentin anahtarlar›n› Firavun’a verece¤ini
umuyorduk.
Abi, bir kraliçe gibi giyinen, biraz çekingen bir çocukla
karfl›laflaca¤›n› düflünmüfltü. Pek keskin bir dile sahip olan
bu uzun boylu, kral soyundan han›ma flafl›rm›fl hâlde bakt› ve
ona karfl›l›k verecek söz bulamad›. Tua, onun yan›ndan ça-
bucak ve kurumlanarak geçti; oturaca¤› yerin gösterilmesini
istedi. Firavun’la onun için büyük saray haz›rlanm›flt›; saray
kentin ortas›ndayd› ve a¤açlarla çevriliydi. Tua, saray› bak›fl-
lar›yla çabucak gözden geçirdi ve buradan hofllanmad›¤›n›
söyledi.
Bunun üzerine, bir arama yap›ld› ve sonunda Neter Tua,
eskiden Sekhet Tap›na¤› olan daha küçük baflka bir saray
seçti. Kulelerindeki pencereler, ete¤ini y›kayan Nil’e bak›yor-
lard›. Gerçekte tap›nak, Memfis’in duvarlar›n›n bir bölümüy-
dü. Yan›nda eskiden yap›l›p kullan›lmayan büyük bir d›fl kap›
vard›. Tap›na¤› yüksek duvarlarla sar›lm›fl büyük bahçeler
çevreliyorlard›.
Tua, ›rma¤›n havas›n›n onun için daha sa¤l›kl› olabilece-
¤ini söyleyerek Firavun’u bu tap›na¤a yerleflmeleri için kan-
d›rd›. Dostu Mermes’in komutas› alt›ndaki muhaf›zlar bahçe-
de kamp kurdular. Abi, Kraliçe’ye onun için uygun oda olma-
d›¤›n› belirtiyordu. Tua:
66