se, barut bizleri Ay’a götürebilir. Ben bu konuyu bütün ayr›n-
t›lar›yla inceledim. Yapt›¤›m hesaplara göre saniyede on bir
bin metre h›zla hareket eden bir gülle, Ay’a ulaflabilir. fiimdi
size flunu öneriyorum.
Baflkan bir an sustu. Bir tek ses bile ç›km›yordu. Sonra
a¤›r a¤›r konufltu:
– Bu denemeyi sizlere önermek flerefine erifltim. Evet,
baylar, Ay’a gitmek isteyenler...
* * *
Baflkan›n sözleri, oradakileri ç›lg›na döndürdü.
Ortal›k kar›flt›. Ne sözlerden bir fley anlafl›l›yor ne de al-
k›fllar dinmek biliyordu. Salon, sanki f›rt›nan›n kar›flt›rd›¤› bir
deniz gibi dalgalan›yordu.
Ne de olsa bu toplant›, topçular›n toplant›s›yd› ve bütün
topçular sevinçten ç›ld›rm›fl gibiydiler.
Baflkansa henüz söyleyeceklerinin tamam›n› söyleme-
miflti. Sakin sakin duruyor, arkadafllar›n›n susmalar› için elle-
rini yana açm›fl, sab›rla bekliyordu.
Az sonra baflkanl›k masas›na do¤ru ilerleyen kalabal›k,
baflkan› yakalad›¤› gibi omuzlar›n›n üzerine ald›. fiimdi salon
dalgal› bir deniz gibiydi. Baflkan, eller üstünde tafl›n›yor, dal-
galanan ellerin üzerinde h›zla d›flar›ya do¤ru kay›yordu. Se-
vinç 盤l›klar›, marfllar, “yafla, var ol” ba¤›r›fllar›, bütün kenti
sarm›flt›.
Gökyüzünde, p›r›l p›r›l bir ay ›fl›¤› vard›. Ay, sanki bütün
100