matematikçi, birkaç y›l önce ilginç bir öneride bulundu. Öne-
risi fluydu: Sibirya’ya bir bilginler kuruluyla birlikte gidecekti.
Orada genifl yaylalarda elektrik ›fl›klar›yla büyük boyda ge-
ometrik flekiller çizilecekti. Ay’da insan varsa, kuflkusuz özel
bir amaçla çizilen bu büyük ›fl›kl› flekilleri görecekti. Buna
benzer flekillerle karfl›l›k vereceklerdi. Bir kez iflarete yan›t
al›nd› m›, gerisi gelecekti kuflkusuz. Karfl›l›kl› iflaretleflerek
basit bir alfabe oluflturulacak, böylelikle Ay’dakilerle konuflma
olana¤› yarat›lm›fl olacakt›. Ancak bu gerçekleflmedi.
Baflkan, kendisini dinleyen üyelerin yüzlerine bakt›ktan
sonra, devam etti:
– ‹flte en yak›n umudumuz olan Ay’la ilk ba¤lant›y› biz ku-
raca¤›z. Böylece Ay’a ilk gidenler derne¤imizin üyeleri ola-
cak. Sizleri buraya ça¤›rmam›n amac› da bu konu.
Üyeler çok heyecanlanm›fllard›. Her kafadan bir ses ç›k›-
yordu. Herkes Ay yolculu¤una hemen ç›k›lacakm›fl gibi ba¤›-
r›p ça¤›r›yordu.
Az sonra sa¤dan soldan, “Susal›m baylar, susal›m... Bafl-
kan›m›z› dinleyelim.” sözleri duyuldu. Bu sesler, öbür sesleri
bast›rd›. Baflkan, tam sessizlik sa¤lan›nca yeniden konuflma-
ya bafllad›:
– Son y›llarda topçuluk alan›ndaki geliflmeleri biliyorsu-
nuz, dedi. Savafl daha uzasayd›, kuflkusuz daha büyük gelifl-
meler olacakt›. Kesinlikle biliyoruz, barutun itme gücü de, di-
renme gücü de s›n›rs›zd›r. Belli koflullarla gelifltirilecek bir
gülleyi Ay’a iletmemek için ortada bir engel olmamal›. Öyley-
99