flünmeye bafllad›lar. Kendilerini çok yak›ndan ilgilendirecek
bu konu neydi? O gün, 3 Ekimdi. Toplant› 5 Ekimde oldu¤u-
na göre, daha iki gün vard›.
Bu iki gün topçulara öyle uzun geliyordu ki, iple çekilmek
ne söz, mümkün olsa hemen o gün olmas›n› isteyeceklerdi.
* * *
Akflam saat 8’de derne¤in salonu t›kl›m t›kl›m dolmufltu.
Baltimor’da oturan büyük üyeler baflkan›n ça¤r›s›na uymufl-
lard›. Baflka kentlerde bulunanlar da, toplant› için do¤ruca
buraya koflmufllard›.
Ancak gelenler o kadar çoktu ki, k›sa bir süre sonra sa-
lon bütün üyeleri alamayacak duruma geldi. Daha sonra ge-
lenler, bahçeye girme olana¤› bile bulamad›lar.
Salondaki dekor çok güzeldi. Duvarlarda türlü türlü silâh
koleksiyonu sergileniyordu. Avizeler bile, silâh biçiminde yap›l-
m›flt›. Namlusu yere do¤ru çevrilmifl yüzlerce tabanca a¤z›n-
dan hava gaz› alevleri ortal›¤a yay›l›yor, salonu ayd›nlat›yordu.
Salonun köflesinde, baflkanla yard›mc›lar› oturuyorlard›.
Baflkan›n oturdu¤u masa çok ilginçti. Birkaç top namlusu ye-
re dikine oturtulmufl, üzerine de bir sac levha konulmufltu.
Baflkan k›rk yafllar›nda, sakin görünüfllü, sert yap›l› bir
adamd›. De¤il bir dakika, saniyeler bile onun için çok önem-
liydi. Bu bak›mdan her sözünü hep bir zaman ölçüsüne ba¤-
lard›.
Oturdu¤u yerden, salonu dolduran arkadafllar›na bak›yor,
96