bu ç›lg›nl›klar›n kendi ad›na yap›ld›¤›n› bilirmifl gibi, olabildi-
¤ince parlak ve güzel bir görünüm içindeydi. Kendisine gele-
cek kiflileri, ayd›nl›k dünyas›na ça¤›r›r gibiydi.
Saatler ilerledikçe, kalabal›k daha da art›yordu. Kentin en
uzak mahallelerinde oturanlar bile bu flenli¤e kat›lm›fllard›.
Kentte oturan kim varsa sokaktayd›. Ortal›k tam bir ana baba
günüydü. Meyhaneler, içki satan yerler kap›lar›n›n d›fl›na ka-
dar doluydu.
Saat ikiye do¤ru kalabal›k seyrekleflmeye bafllad›. Ço¤u
kimse evine dönmüfltü. Baflkan da, hayranlar›n›n ellerinden
kurtulup güç belâ evine girebilmiflti. Kentten kalkan trenler
de, baflka kentlerden gelmifl olanlar› geri götürmek için tafl›-
maya bafllad›. Kentteki yaflam eski sessiz ak›fl›na dönmüfltü.
Ancak bu heyecan, yaln›zca Baltimor’da yaflanmad›.
Çünkü Topçular Derne¤i’nin otuz bin üyesi vard›. Bunlar›n ço-
¤u uzak kentlerdeydi. Bu yüzden toplant›ya kat›lamam›fllard›.
Ama o, 5 Ekimi 6 Ekime ba¤layan gece, bütün ülkede büyük
bir bayram sevinci yaflanm›flt›.
Ertesi gün, gazeteler konuyu halka duyurdular. Bir gazete
için bundan iyi konu olur mu? Bir yandan olay genifl bir biçim-
de veriliyor; kentin ç›lg›n sevinci anlat›l›yor, bir yandan da Ay
konusunda bilgiler döktürülüyordu. Ay’›n görünmeyen yüzü
neye benziyordu? Ay’da yaflayanlar var m›yd›?
Çok geçmeden gazetelerin ortaya att›¤› kuflkular, kahra-
man topçular› da etkilemeye bafllad›. Bunun yan› s›ra, pek
çok bilimsel dernek ve kurum Topçular Derne¤i’ne mektup
101
