te, bizim güllemiz bu zor ifli baflaracak. Bir de flöyle düflüne-
lim: Bu h›z› yirmi otuz kat art›racak olursak, inan›lmaz bir h›-
za ulaflacakt›r. Bu mermiyi düflündükçe heyecanlan›yorum.
Gökyüzüne, yeryüzünden ilk elçisi olarak gidecek güllenin,
Ay’da nas›l karfl›lanaca¤›n› do¤rusu çok merak ediyorum.
Orada bulunanlar Maston’›n bu konuflmas›n› alk›fllad›lar.
Baflkan:
– Yeterince konufltuk arkadafllar, dedi. fiimdi art›k, as›l so-
runumuza gelelim, haz›r m›s›n›z?
Komite üyeleri, “Haz›r›z.” diye yan›t verdiler.
Baflkan:
– fiimdi baflka bir konuya geliyorum, dedi. Bu güllenin
a¤›rl›¤› ne kadar olacak? Kuflkusuz öyle befl yüz kiloluk bir
gülle de¤il.
Maston:
– Güllenin Ay’daki insanlar› flafl›rtacak kadar büyük olma-
s› gerek, dedi.
Baflkan:
– Ayr›ca gülleyi yeryüzünden izlememiz gerekti¤ini de dü-
flünelim, dedi.
– Dev gibi bir gülle mi olacak?
– Günümüzdeki optik araçlar›n ne kadar geliflti¤ini biliyor-
sunuz herhâlde. Yüksek bir da¤›n tepesine çok güçlü bir gök
dürbünü yerlefltirip oradan güllenin Ay’a iniflini izleyece¤iz.
Binbafl›:
– Bak, buna akl›m yatt›, diyerek rahatlad›¤›n› belirtti. Son-
109
