Kargafla ç›km›fl, mahkeme salonu altüst olmufltu. Bir
süre sonra, ortal›k yat›fl›p herkes yerini al›nca, aflç›n›n ora-
da olmad›¤›n› gördüler.
Kral biraz rahatlayarak:
– Zarar› yok, dedi. Üçüncü tan›¤› ça¤›r›n.
Kraliçe’ye dönerek ekledi:
– Benim bafl›m çok a¤r›yor. Onu da sen sorguya çek.
Tavflan listesine bakarken, Alice sab›rs›zl›kla üçüncü
tan›¤› bekliyor ve düflünüyordu. “Bakal›m gelecek olan ne
diyecek? Henüz do¤ru dürüst bir insan gelmedi.”
Beyaz Tavflan:
– Alice! diye ba¤›r›nca zavall› küçük k›z flaflk›nl›ktan
donakald›.
Alice, son birkaç dakika içinde ne kadar büyüdü¤ünü
unutarak telâflla:
– Buraday›m! diye ba¤›r›p yerinden f›rlad›. Ete¤i tak›ld›-
¤› için jürinin oturdu¤u yer darmada¤›n oldu; bütün jüri
üyeleri tepetaklak yere yuvarland›lar. Döflemenin üzerinde
ç›rp›n›p duran bu zavall›lar, ona bir hafta önce yanl›fll›kla
devirdi¤i kavanozdaki k›rm›z› bal›klar› an›msatt›. Bunlar
da, k›rm›z› bal›klar gibi hemen yerlerine konmazsa ölecek-
lermifl gibi geliyordu ona.
– Ah özür dilerim! diye ba¤›rarak onlar› olabildi¤ince ça-
buk yerden toplad›.
Kral, Alice’e ters ters bakarak:
– Jüri üyelerinin hepsi yerlerini almadan mahkemeye
devam edemeyiz, dedi.
Alice, jürinin oturdu¤u yere bak›nca, acelesinden kerten-
76